Manşet

ÇEVİRİ | Mehdi Hasan: “Üzgünüm İslamofobikler: Amerikalı bir Müslüman olmaktan gurur duyuyorum ve Zohran Mamdani gibi hiçbir yere gitmiyorum”

Trump’ın önde gelen destekçilerinden biri, “24 yıl önce bir grup Müslüman 11 Eylül’de 2.753 kişiyi öldürdü. Şimdi Müslüman bir sosyalist New York’u yönetmeye hazırlanıyor,” diye yazdı. Temsilciler Meclisi üyesi Elise Stefanik, Mamdani’yi “cihatçı” ilan etti. Marjorie Taylor Greene, yapay zeka ile oluşturulmuş ve Özgürlük Heykeli’ni çarşaf giymiş gibi gösteren bir görsel paylaştı. Zohran Mamdani’ye yönelik akıl almaz derecede ırkçı saldırılar, kırılgan bir azınlık topluluğunu sindirmeyi hedefliyor ama başarılı olamayacaklar.

Trump, faiz düşürmeyen FED Başkanı’na ‘aptal, inatçı katır’ dedi: “İstifa etsin, rezil bir iş çıkardı”

Trump’tan FED Başkanı Jerome Powell’a: “FED Başkanı’nın istifa etmesini çok isterim. Rezil bir iş çıkardı. Aptal, inatçı katırın teki. Onun yerine faizleri düşürecek birini koyacağım.”

Selefilik

Selefilerin tezine göre vahyin inişinden sonra zaman geçtikçe iç ve dış sosyal ve politik gelişmelere paralel olarak Müslümanların din anlayışında ve hayat pratiklerinde bozulmalar meydana gelmiştir, söz konusu bozulmalara karşı koymanın yolu, ilk nesillerin sahih din anlayışı ve pratiğinden geçer. Kısaca Ahmet ibn Hanbel ve klasik dönem Selefileri takip edenlerin tezlerini iki noktada toplamak mümkün: Biri fetihlerle sosyo politik değişim ve mücadelelerle Müslümanların din algılarını tekrar sahih öze dayandırmak, diğeri İslam birliğini (İttihad-ı İslam’ı/Vahdeti) yine ancak Peygamber Sünneti’yle sağlamanın mümkün olduğunu söylemek.

“Talep etme ne olur, lütuf dile senin de olur”

27 Şubat’tan bu yana geçen dört ay, iktidarın hak-talep meselesindeki pozisyonuna yeni bir delil teşkil ediyor. Öcalan’ın PKK’yı fesih çağrısından ve bilahare örgütün kendisini feshettiğini açıklamasından sonra Kürt siyasetinin her “hak” hatırlatmasının, her “devletin yapması gerekenler” listesinin iktidarda nasıl bir sinirlilik yarattığını gördük. Bunun nedeni, bunların ‘talep’ formunda ve ona uygun, alttan almayan bir dille ifade edilmesiydi.
- Advertisement -

“O Kızılderililer bizleriz”

Gazze soykırımı, Lübnan, Suriye ve şimdi de ABD’nin İran’a saldırıları gösteriyor ki, bizim hayatlarımızın bir değeri yok. Bizim ölmemiz, çocuklarımızı, evlerimizi ve yurtlarımızı kaybetmemiz ve mülteci durumuna düşmemiz ABD, İngiltere ve sözüm ona “özgür dünya”yı çok da rahatsız etmiyor. Çoluk çocuk nereye gidecek bu insanlar, kim bilir kitlesel can kayıplarının sayısı ne olacak diye de düşünmüyorlar. Trump’ın İran’ın 18 milyon insanın yaşadığı başkenti “Tahran’ın boşaltılmasını” isteyebilmesini de böyle anlayabiliriz.

En Son Çıkanlar