Kahvaltı sofrası ayrı bir âlem. İkisinin de “çilingir”i olsa bile rakı masasından “getir-götür”lü, teferruatlı bazen. Hem de sabah sabah! Gözün, sabahın köründe… Bu durum “Bi yumurta kıramaz” modelinin yanında, “kahvaltı onun işidir” brövelileri de ortaya çıkarıyor. “Bizde mangalı erkek yapar” heybeti kahvaltıda da mümkün. Sahanda gözü patlamamış sucuklu yumurta, şöyle acılı bir menemen, tavada takla atan omlet filan “Erkek eli değince bir başka oluyor”! “Evlilik ve kahvaltı” da felsefe konusu esasında.
Almanya'nın Brandenburg eyaleti Pazar günü sandık başında. Sosyal Demokratların kalesindeki eyalet meclisi seçimleri Scholz ve partisinin de akıbetini belirleyecek.
Türkiye’de merkez sağ, demokrasiye muhalif olan ve aşırılığa kaçan her türlü dini, seküler, sol ya da sağ-milliyetçi ideolojiye karşı durarak kendini inşa etmiştir. Bu anlamda, bir karşı siyasi harekettir. Bürokratik, tekçi, vesayetçi ve yukarıdan aşağıya siyasete karşı durarak demokratik sistemin gerçek manada kurulabilmesini sağlayan en önemli çizgidir. Bu çizgide ilk kurulan parti adının Demokrat Parti olması, hiç de boşuna değildir. Aşırı dindarlığın, aşırı Batıcılığın, aşırı milliyetçiliğin, aşırı solculuğun ve aşırı sağcılığın, demokrasinin yeşerip güçlenmesine ne büyük zararlar verdiğini yaşayarak gören, memleketçi insanların inşa ettiği, kültürel direniş içeren bir politik hattır bu.
Narin’in camiden evine doğru yürürken en son görüntüsü 15.15’te. Nevzat Bahtiyar’ın kırmızı aracının dere kenarına geliş saati ise 15.40. Yani ne olduysa bu 25 dakikada oldu. Hatta köyden dereye yolu da çıkarırsak 18 dakika. Yakalanınca itirafçı olan Bahtiyar’ın ifadelerindeki diyalogları okumak bile üç dakika sürüyor. Peki nasıl oldu da korkunç bir suçu soğukkanlılıkla anlatan, köyde cinayetle doğrudan ilişkisi olduğu kesin tek kişinin itirafları Jandarma’nın ve medyanın baş referansı oldu?
Şerif Mardin, Bediüzzaman Said Nursi kitabını yazma aşamasında iken aklına takılan bir mevzu sebebiyle, bir gün beni evine davet etti “-Ali bey, Said Nursi’nin Ege’de Isparta ve Barla’da niçin tutulduğunu anlayamıyorum. Burada maddi-sosyal faktör de gözükmüyor; sen bunu nasıl görüyorsun?” diye sordu. Ben, “Hocam, maddi bir faktör aramak zorunda mıyız?” diye sorduğumda “Evet, yoksa bu olayı açıklayamayız” diye cevap verdi. Belli ki daha ilk karşılaşmamızda iki farklı sosyolojiye sahip olduğumuz anlaşılıyordu,