Kasım 2015’te Gannuşi’yi ikinci kez Tunus’ta Nahda’nın merkezinde ziyaret ettim. Kritik zamanlardı; Mısır’da İhvan’a karşı yapılan darbenin üzerinden iki sene geçmişti, geriye neredeyse sadece Tunus kalmıştı. “Gannuşi ne düşünüyordu?” Kafamda bu sorular vardı.
Sumud Filomuz şu an Akdeniz’in içinde bir yerde demirlemiş durumda. Ama burası bir bekleyiş değil; bir kavuşma anının hemen öncesi gibi…Gün boyunca onlarca kişiyle konuştum. Farklı diller, farklı milletler, farklı hayatlar…Bu filodakilerin çoğu geri dönüş planı yapmıyor. “Nasıl döneceğiz?” demiyorlar. Tam aksine, dillerinde sadece tek bir cümle var: “Nasıl kavuşacağız?”
Trump’ın BM’de Erdoğan’ın da arasında olduğu Müslüman ve Arap liderlerle müzakere ettiği Gazze’deki savaşı sona erdirme planı İsrail devlet televizyonunda yayınlandı. Trump: “Galiba Gazze için anlaşma tamam. Bitirdiğim savaş sayısı böylece 8 oldu.” Hakan Fidan: “Gazze’deki savaşı bitirecek bir anlaşmaya doğru, doğru bir yoldayız.”
ABD Ankara Büyükelçisi Barrack, Erdoğan-Trump görüşmesi sonrası farklı medya kuruluşlarına açıklamalar yaptı. Görüşme için “Muhteşem ötesi. İki tarafla da gurur duydum” diyen Barrack, F-25 meselesinin yıl sonuna kadar çözülebileceğiyle ilgili bir soruya, “Çok yanıldığınızı söyleyemem” diye karşılık verdi. Barrack, Erdoğan’la ilgili meşruiyet sözlerine açıklık getirerek “Meşruiyet derken herhangi bir siyasi anlamı değil saygıyı kastettim” dedi. Barrack, bir açıklamasında da “Ulus-devlet 1916’da İngilizler ve Fransızlar tarafından yaratıldı. Sykes-Picot Anlaşması’yla, ‘Osmanlı İmparatorluğu’nu alacağız, etrafına çizgiler çizeceğiz ve bunlara ulus-devlet diyeceğiz’ dediler. Bu yüzden buna bir illüzyon diyorum bir şekilde 27 farklı ulusun, 110 farklı etnik grubun siyasi kavramlarla uyum sağlayacağını düşünmek” ifadelerine yer verdi.