Manşet

Erdoğan, Sedat Peker’in yaşadığı BAE ile suçluların iadesi anlaşması imzaladı

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Türkiye arasında yaklaşık 51 milyar dolar değerinde anlaşmalara imza atıldığı bildirildi. İki ülke arasında imzalanan yeni belgeler arasında BAE ile Türkiye Cumhuriyeti hükümeti arasında yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması, ADQ ile Türk Eximbank arasında ihracat kredisi finansmanı alanında mutabakat zaptı ve iki ülke arasında suçluların iadesi de bulunuyor. Türkiye ve BAE arasında suçluların iadesi anlaşması imzalanması ise akıllara BAE'de, dijital tecrit hakkında tutulan Sedat Peker'i getirdi. Peker'in avukatı Ersan Barkın: "Suçluların iadesi anlaşmasının imzalanması Sedat Peker’in iade edileceğini göstermediği gibi, bugüne kadar bu anlaşmanın yokluğu da iade edilmeyeceğinin garantisi değildi. BAE’nin tutumunu belirleyen hukuk değil, iradesiydi. Bundan sonra bu irade değişir mi, bir şey söylemek olanaksız."

Öztrak: “Toplantıdan Genel Merkez’in haberi yoktu”

Basına konuşan Öztrak: “Partimizin kongreler süreci hızla ilerlerken partimizin geleneklerine uymayan, hiyerarşisini dikkate almayan, etik olmayan toplantıları da doğru bulmayız. Yarışmaya evet diyoruz ama bu süreçte partimizin yıpratılmasını da doğru bulmuyoruz. Partimizin genel başkanı ve merkez yönetim kurulu, yüz yıllık CHP gemisini limana hasarsız yanaştırmaya kararlıdır.”

Kamu kendisi zararı üstlendi, bir avuç şirket ve bireye kazandırdı

“Türkiye’nin Döviz Pozisyonu” grafiğini paylaşan Kerim Rota: “Grafik 2018 sonrası hayata geçirilen TCMB kapı arkası rezerv satışları ve 2021 sonrası uygulanan KKM ile vatandaşlara nasıl kötülük yapıldığının özetidir. Bu sürede kamu net döviz açığı 50 milyar dolar seviyesinden 300 milyar doların üstüne çıkarılırken, bir avuç şirket ve bireyden oluşan özel sektörün döviz riski ise 100 milyar dolar açıktan 150 milyar dolar fazlaya dönüşmüştür. Bu sürede kamu planlı olarak zararı göze alarak şirketlerin döviz riskini üstlenmiştir. Artık Türk Lirası’nın her reel değer kaybından bu şirketler ve bireyler faydalanırken kamu ise oluşan tüm zararı üstlenmektedir.”

Gülenciler’in “15 Temmuz’da biz yoktuk”; iktidarın “sadece FETÖ’nün işi” iddialarına karşı iki yeni tanıklık

15 Temmuz darbe girişiminin yedinci yıldönümünün öncesinde, 15 Temmuz davalarından birinde dile getirilen bir tanıklık, o gün darbe sahasında sadece Gülencilerin olduğu şeklindeki iktidar anlatısını zora soktu. Geçtiğimiz günlerde bir başka tanıklık Cemaat’in içinden geldi. O tanıklık da Gülencilerin 15 Temmuz’da iradi katılımlarının olmadığı, belki en fazla iktidarın Pensilvanya’nın rağmına hareket eden bazı Gülenci subaylara tuzak kurarak onları darbeye çektiği iddiasını çürüttü.
- Advertisement -

“Rusya’ya 1985’te ‘NATO doğuya doğru genişleyemeyecek’ sözü verilmişti”

“Ukrayna, ‘Vilnius’taki zirvede alınan karar ideal değildi ama memnuniyet verici’ dedi. Memnuniyet verici kısmı şu. NATO’ya katılım eylem planı Ukrayna’ya uygulanmayacak. Zaten Ukrayna, savaşı NATO silahlarıyla yapıyor. Rusya’nın aklında kendisine 1985’te verilen ‘NATO, doğuya doğru genişlemeyecek’ vaadi var. Batılılar, Amerika bunu tutmadı.”

En Son Çıkanlar