GÜNÜN YAZILARI

Fransa nereye?

28 yaşındaki Bardella’nın arkasında kuvvetli bir halk desteğiyle başbakanlığı ele geçirmesi halinde Macron’u sıkıştırma imkanları artacaktır. Macron, AB zirvelerinde ülkeyi temsil etmeye devam edecek, ancak başta Dışişleri Bakanları olmak üzere Bakan Konseylerinde kendisine karşı olan hükümetin bakanları ülkeyi temsil edecektir. Bu sefer hükümeti kurmaları olası olan partilerin sisteme yani Beşinci Cumhuriyete eskiden olduğu kadar bağlı oldukları söylenemez. Sol cephenin uçuk ekonomik politikaları şimdiden sermayeyi ürkütmeye başlamıştır. Büyük sermaye sahiplerinin bir kısmı bu nedenle aşırı sağa eğilim göstermektedir. Şüphe yok ki aşırı solun iktidara gelmesi halinde Fransız ekonomisi büyük bir darbe yiyecek, sermaye ülkeden kaçacak ve büyük bir ekonomik kriz yaşanacaktır. Aşırı sağın kazanması ise AB ile ilişkilerde bunalımlı bir dönemin kapısını açacaktır.

(7a) Ekim Devrimi ve Millî Mücadele (doğudan kuşatılamamak)

Bir zamanlar bir “Millî Mücadele’de Sovyet yardımı” tartışması vardı. Aldı almadı, çoktu azdı, önemliydi önemsizdi. Bir bağlamı, solun Kemalizm ile Marksist anti-emperyalizmi olabildiğince birbirine yaklaştırma, örtüştürme çabasıydı. Bir diğer bağlamı, Soğuk Savaş kutuplaşmalarıydı. Klasik sol, Sovyet yardımını vurgular, İstiklâl Harbi’nin kazanılmasındaki rolünün altını çizerdi. Keşke Lenin-Atatürk dostluğu sürseydi (ve bir tür “burjuva demokratik devrimi” olarak Kemalist Devrim daha fazla derinleşip ilerleseydi) fikrini işlerdi. Klasik sağ ise buna karşı Sovyet hegemonyacılığını, komünizmin kötülüğünü ve Stalin’in 1945-1953 arasındaki toprak taleplerini vurgulardı.

Ego mu Eko mu?

İnsan zalim idi. Çevreyi tahrip ediyordu. Ozon deliniyor, buzullar eriyordu. İnsan, evrendeki tek serseri varlık olarak doğanın dengesini altüst ediyordu. İnsana ceza olarak onu doğa’ya geri göndermeyi düşündüler. İnsan, doğanın bir odak noktası olmaktan çıkarılacak ve doğadaki diğer canlılar gibi sıradan bir canlı statüsüne geri gönderilecekti. Nefsani olan ve taşkınlık yapan “ego” yerine, kendine ol(a)mayan ve hizayı bozmayan “eko” konulacaktı. Halbuki Ego lağvedilip Eko’ya düşersek geride insan kalmayabilir. İnsana dair ne varsa, ego’da var çünkü. Gerisi doğa’nın devridaimindeki bir posadan ibaret.

Depremden sonra müteahhit sayısı neden artar?

Yapı Müteahhitliği Bilişim Sistemi” (YAMBİS) kayıtlarına göre 6 Şubat 2023 depremi öncesinde Türkiye’de 450 bin civarında müteahhit vardı. Vatandaş girişi kapatılan YAMBİS üzerinden en son 3 Haziran 2024 tarihinde yaptığım kontrolde Türkiye’de müteahhit sayısı 646.364’e çıkmıştı. 6 Şubat depremlerinden sonra müteahhit sayısındaki patlamayı kim nasıl izah edebilir? Birkaç bin müteahhit yargılanınca ve “bakın ne güzel hesap soruyoruz” algısı oluşunca sistem tüm çarpıklığıyla büyümüş!
- Advertisement -

Demode oyun, Portekiz’in ekmeğine yağ sürdü

Maçtan sonra futbolcu eskisi yorumcuları dinliyorum “baskılı arzulu” oyun demogojisinedevam ediyorlar. Bir ekolun, bir sistemin, bir geleneğin olduğu yerde belki bir parça, tali meseleler olan “baskılı ve arzulu, iştahlı” oyun karakterinden söz edilebilir. Oyunun kendisiyle oyunun karakteri arasında bir ayırıma gitmeyi bile bilmeyen zihniyet, maalesef hala işbaşında ve hala kulaklar onlarda.

En Son Çıkanlar