İki büyük devlet ABD ve Rusya özel ordu kurar da üçüncü büyük devlet Çin geride kalır mı? Şimdilik Çin’in özel orduları biraz farklı ve Çin daha dikkatli gibi. Çin bu konuda ABD ve Rusya’nın hatalarından ders almış gibi.
Bir mülki idare amirinin, görevini tam olarak yerine getirmeyen, eksik ya da yanlış yapan bir kamu görevlisine “yüksek sesle tepki göstermek” ya da o kamu görevlisini darp etmek gibi bir yetkisi yoktur. Eğer gereği gibi yerine getirilmeyen bir vazife varsa, amirin yapması gereken bunu ilgili adli ve idari birimlere bildirmektir.
Söz ve bilgi o kadar çok demokratikleşti ki ulemanın sırrı bozuldu, kerameti kalmadı. 'Rasyonel doğruluk', 'fikri keskinlik' yerine, beğeni ve 'güven duyma' hakim angajman biçimi halini aldı. Doğru’nun iktidarı birkaç cepheden sarsıldı. Söz, Doğru'dan boşanıyordu. Hoşlanmanın, hoşuna gitmenin doğrudanlığı uzmanlık dolayımının iktidarına isyan etti. Uzmanlar ve kurumlar boşa düştüler. Bilginin demokratikleşmesi, kitabı dağıttığı gibi doğru’yu da sübjektifliğin atmosferine düşen bir meteor gibi paramparça etti. Artık muhatapları adedince doğru var. Çünkü her tüketici aynı zamanda bir üretici idi. Yerli malı doğrunun üretilmesine post-truth da diyebiliriz, doğrunun postu deldirmesi de.
Kitabın benim açımdan önemi, bugünlerde Türkiye için de hiç olmadığı kadar değer kaybına uğradığı bir dönemde, gerçek anlamda entelektüelin değerini ve toplumlar açısından vazgeçilmezliğini güçlü şekilde hatırlatıyor olması. Aynı şekilde, entelektüelsiz bir toplumun kaba siyasetçiler elinde nasıl çocuksu ve aşırı duygulara savrularak gerçeklik kaybına uğrayacağını ve “aptallaşacağını” iyi anlatıyor.
M.Ö 4000 yıllarında kurulan Sümerler’de mutfak kadının yönetimindeyken, soylulara, tanrılara verilen yemeklerin organizasyonunda da hiç kadın yokmuş. Osmanlı saray mutfağında da erkekler hâkim, Romalılar’da da. Bugün de mutfak denince akla kadınlar ama aşçı denince akla erkekler geliyor? Peki neden?