GÜNÜN YAZILARI

Kullandığımız takvimin asırlık hikayesi

Birinci Dünya Savaşı, yıl 1916: “16 Şubat yani Rumi 1332 senesi Aralık ayında, bir akşam geç vakit Genelkurmay İkinci Başkanı (Başkan Enver Paşa) Bronsart von Schellendorf beni çağırttı. Zannedersem Kannengisser Paşa Almanya’ya gitmişti. Yanına girince hiçbir lakırdı etmeden yaverini çağırdı. Yavere 'Ben düşman lisanı kullanmam (yani Fransızca), Miralay Efendi’ye (Herr Oberst) söyleyeceğim şeyleri tercüme ediniz' dedi."

Nuray Mert’in vedası ya da mayınlı köyde evde oturmak…

Türkiye, mayın döşenmiş bir sınır köyünde yaşamak gibi. Dün eve giderken yürüdüğün patikada yarın adım attığında bir mayın patlayabilir. Nuray Mert’in “terör örgütü üyeliği” ile suçlandığı ve korktuğu için yazmadığı bir Türkiye kimse için o kadar güvenli olmasa gerek.

Şizofrenik yurttaşlık

Bu despotik rüzgardan rahatsız olanların bazıları, DEM Parti vekillerinin Erdoğan’la yan yana gelmesini sert sözlerle eleştiriyor. Oysa şu an Türkiye’de yaşanan iki olay da çok gerçek. Bununla barışık olmak, barış sürecimiz için önemli. Bunun, iktidarın diğer siyasi gündemleri sebebiyle DEM’in/Öcalan’ın/PKK’nin barış masasından uzaklaşmasının beklenmesi rasyonel ve sağlıklı değil. Mevzu siyaset ve dolayısıyla toplum ise ‘Her an yeni bir şey başlayabilir.’ Ötekinin gerçekliğini kabul etmek, iki gerçekliğin birbiri içinde çözünmeyeceğini kabul etmek öfkeli ruh halinden çıkmaya, DEM Parti’ye ve Kürtlere kızmaya son verebilir.

Çocuklarının ciğerini yiyen ama iyileşemeyenler

Peki şu çocuklarını yiyen tanrılar Satürn ya da Yunan’daki karşılığı Kronos’un hikayesi nereye vardı? Aslında her zamanki gibi olacak olan yine oldu. Yerime biri geçecek korkusuyla iştahla yiyemediği bir çocuğu karısı Ops tarafından Girit adasına kaçırılıp saklandı ve adını Cumartesi gününe veren Satürn’ün devri kapandı ve Perşembe’ye (jeudi) adını veren Jupiter büyüyüp O’nun yerini aldı.
- Advertisement -

Eğer İran, ABD’yi bölgede istemiyorsa…

Amerika’nın Orta Doğu’ya çökmesi İsrail hariç kimsenin çıkarına değildir. Zaten karışık olan bölge Amerika’nın bölgeye “çökmesiyle” daha da karmaşık hale gelir. Burada İran’ı büyük görev bekliyor. ABD’nin bölgeye gelmemesini istiyorlarsa İran, Arap ülkeleri ile ilişkilerini mutlaka geliştirmeli ve güven vererek özellikle Körfez ülkelerinin ABD himayesinden kurtulmalarını sağlamalı. Arap ülkeleri de İsrail’i memnun edecek tutumlarını bir ölçüde değiştirmeli. Ayrıca ellerindeki petrol kozunu iyi kullanmalı.

En Son Çıkanlar