GÜNÜN YAZILARI

Hayvan hakları savunucusu kurban kesebilir mi?

Geçen ay sokak köpeklerinin öldürülmesi tartışması ile ilgili Sebestiyet’te yayınlanan yazıma ilginç bir itiraz geldi. Bazı Müslüman arkadaşlar İslam’da kurban var, İslam hayvan öldürmeye karşı değil dolayısı ile köpekleri toplu olarak öldürmekte sorun yok dedi. Diğer taraftan İslam’a sıcak bakmayan bazı arkadaşlar ise yazımı öbür uca götürdü. Hayvanlarla ilgili bahsettiğim etik kaygılar varsa o zaman İslam’ın doğru olamayacağını çünkü kurban gibi bir ibadetin emredilmeyeceğini iddia etmişlerdi. Peki hangi taraf haklı? Dahası bu iki uçtan birisini seçmek zorunda mıyız? Gelin hep beraber kurban ibadeti ile hayvan hakları tartışması üstüne kafa yoralım.

Köpek İşsizliği: Bir “artı şefkat” sorunu olarak sokak köpekleri

Sokak hayvanları evcilleştirmede kamusallaştırmanın sonucudur. Evde değil sokakta evcilleşmişlerdir. Doğa’da bakım yoktur. Bakıma konu olanlar ahlakın (fazlalık veyayetersizliğin) açıklığına sahip olurlar. Doğada obez kedi göremezsiniz ama evcil kediler arasında tıpkı insanlar gibi obezite görülür. Doğada atıl ve işsiz köpek göremezsiniz ama evcilleşmiş sokak köpeği tıpkı insanlar gibi atalet ve işsizliğin pençesinde bulur kendini. Tembel tembel yatan sokak köpekleri işsiz insanlar gibi yük olarak görünürler. Peki köpeklerin işi nedir? Sokak köpeği olarak tanıdığımız hayvanlar işsiz köpeklerdir. Şehirde evcil hayvanların işi sevmek ve sevilmektir. Ahlakta kıvamın tutturulamamasının, yani Aristo’nun "altın oran"ının (vasatın) tutturulamamasının bir örneğidir sokak köpekleri.

Kumbarama pul doldu

Çocukluğumun bankalarını kumbaralarıyla hatırlıyorum. Başta evlere öyle, çocuklar vasıtasıyla sızıyorlar; o pırıl pırıl kumbara senin, velâkin “anahtar”ı bankada! Bozuk paralarını orada boşaltıyorsun, düzleşiyor. “Parayla satın alınamayan” değerlere bile dil uzatıyorlar: “Çocuğun en iyi arkadaşı kumbarasıdır.” Resimli, açıklamalı-izahlı… “Şu neş’eli çocuklar arasında: Bu çocuk Niçin Mahzun Duruyor? (Reklâmında okla da işaretli) Çünkü onun kumbarası yok!”.

Fransa’nın toksik aşkı, aşırı sağcı Marine Le Pen’in yakışıklı maskotu: Jordan Bardella

Bir ay sonraki Fransa seçimlerinde Le Pen’in Ulusal Çağrı partisinin genç ve yakışıklı lideri 28 yaşındaki Jordan Bardella’nın ülkenin ilk aşırı sağcı başbakanı olma olasılığı yüksek. Fransa diken üstünde. Fransız solu aşırı sağı engellemek için geniş bir ittifak kurdu, merkez sağ radikal sağ ile ittifak tartışmaları nedeniyle ikiye bölündü. 1972 yılında Jean-Marie Le Pen’in tohumlarını ektiği Fransız aşırı sağının bu tarihi zaferinin arkasında ise Marine Le Pen ve Jordan Bardella’nın son 10 senedir başlattığı köklü bir imaj kampanyası ve merkez siyasetin çöküş hikayesi var.
- Advertisement -

İspanya sorunlu, Hırvatistan arızalıydı

Hırvatlara bir şeyler olmuş galiba, ne savaşçı ne akışkan ne de savunma arkasına sarkan hızlı oyun karakterleri hiç sahne almadı. Geçmişteki parlak oyunları, raf ömrünü doldurmuş gibi duruyor. Maçın 64. Dakikasında Hırvatlar sadece oyuncu değiştirmekle kalmadılar oyunu da değiştirerek, maçın bütün taleplerini ellerinin tersiyle ittiler. İspanyol oyunun en ciddi sorunu, ikinci bölge ve üçüncü bölge ilişkilerinin henüz organize edilmemişliğinde yatıyor. İkinci bölgeden üçüncü bölgeye taşınan toplar özellikle de kanat topları, en son oyuncuyu yalnızlaştırıyor. Bu İspanya Almanya ile baş edemez.

En Son Çıkanlar