GÜNÜN YAZILARI

Barcelona’nın 2024-2025 Sezonu: Geri dönüş hikâyeleri ve Lamine Yamal’ın büyüsü

Barcelona’nın 2024-2025 sezonu, Flick’in taktik dehası, yüksek yoğun şiddetli pres, hızlı paslaşmalar ve Lamine Yamal’ın büyülü yetenekleriyle bir geri dönüş destanına dönüştü. Yamal, Messi’nin mirasını hatırlatan bir yıldız olarak parlıyor, ancak kendi hikâyesini yazıyor. Inter maçındaki sözleriyle Simone Inzaghi’nin dediği gibi, “Lamine, 50 yılda bir gelen bir yetenek.” Barcelona, bu isyankâr ruhla La Liga ve Şampiyonlar Ligi’nde zirveye oynuyor. Taraftarlar, Yamal’ın 3-0-4 işaretiyle kutladığı gollerle, yeni bir altın çağın müjdesini alıyor. 2025, Blaugrana’nın pes etmeyen ruhunun ve 17 yaşındaki kahramanının yılı olabilir.

Habemus Papam Baby: Amerikalı Papa, Amerika Kralı Trump’a karşı

Francis’in ardından göreve seçilen Papa XIV. Leo’yu duyuran kardinalin balkondan haykırdığı üzere: Habemus Papam, artık “Papamız var”. 69 yaşındaki Robert Prevost, dünya tarihinin ilk ABD’li Papası seçildi. Prevost, merhum Papa Francis’in sadık bir çalışma arkadaşı, göçmen hakları savunucusu ve Trump’ın sıkı bir muhalifi. Tam da bu nedenle Sistine Şapel’de toplanan 133 kırmızı cübbeli kardinal sadece yeni bir Papa seçmedi, aynı zamanda Trump’ın karşısında mücadele verecek yeni bir fiili “muhalefet liderini” de belirledi. Hem Amerika hem de Trump’ın gazabından korkan dünya için.

Bir cumhuriyet kızı olarak Şule Yüksel Şenler

Şule Yüksel Şenler için Cumhuriyet kızı denmesi şaşırtıcı gelecek, çoğu kişi tam tersi olduğunu söyleyecektir. Fakat, Şenler ailesi dedelerinden ve büyük annelerinden itibaren gerçek anlamda “eskiyi silmiş yeni yolu tutmuş” bir Cumhuriyet ailesiydi. Düşünce ve yaşam biçimiyle Atatürk devrimlerinin yılmaz savunucularıydı. Torun Yüksel Şenler, 27 yaşına kadar cumhuriyet kızına en parlak örneklerinden denebilecek kadar mücadeleci bir kızdı. Öyle ki, kendini dini bir akıma kaptırarak aileyi şoka uğratan ağabeyi Özer’e, en sert tepkiyi veriyordu. Bu yazı, Şule Yüksel’in Şule olmadan önceki Cumhuriyetçi Yüksel’i anlatıyor.

“Kefen-i Zarûret”, bir kat bez ve sarı torbalar

Ömrünü barışa adayan, eşkâli tebessümüyle tanımlanan bir insanın ölümü bile “teneffüs” olmadı bazı nefret işçilerine. Nefretine vesile, hatta afiş oldu. Oysa şöyle yazmış 14 yıl önce: “Bir kişiye onu öldürecek kadar da düşman olabilirsiniz. Onu öldürdükten sonra artık muhatabınız düşmanınız değildir. O ölüp gitmiştir, mukabele edemez... Yaptıklarınızın muhatabı bütün kainattır.” Sonra da “hikâyenin bile hikâyesinin olduğu” yurdundan “Yaşarken kimliksiz, ölürken kefensiz” gidenleri anlatmış.
- Advertisement -

Türkiye’nin Sanayi İnkılabı

Türkiye’nin askeri-endüstriyel kompleksi başta Kürtler ve Türkler olmak üzere bütün Müslümanlar için dünya-tarihsel önemde bir başarı hikayesidir. İç siyasetin mide bulantılarıyla bu konuya bakanların göremeyeceği kadar önemli bir gelişmedir.

En Son Çıkanlar