Leninist yeniden dağıtım, 1920’lerde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde savaş komünizmi döneminde tam kamulaştırma ve merkezî planlamayla uygulanmıştı. Bugünün neo-Leninist “ânı” ise, kapitalist sistem içinde melez fakat otoriteryen bir denetimi ifade ediyor.
İster geleneksel liberal cereyandan isterse de yeni sağ-popülist kimlikten olsun – Batı’daki merkezlerin kahir ekserîsi bu pratiği keşfetmek ve tatbik etmek durumunda kalabilir. Hatta bugün dahi keşfediyor ve tatbik ediyor.
Kanada’da, seçim kampanyası boyunca, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kanada'ya yönelik tehditleri ve ticaret politikaları, özellikle de Kanada'nın ABD'nin 51. eyaleti olması yönündeki açıklamaları, Kanada'da milliyetçi duyguları artırdı. Bu durum, Liberal Parti'nin ve Carney’in desteklenmesine katkı sağladı.
Arteta’nın Arsenal’i ve Enrique’nin PSG’si, adeta tamamlanmış bir sanat eseri gibiydi. Top dolaşımı, kusursuzluğa yakın bir akıcılıkla işliyordu. Paslar, bir bilardo masasında topların kesin açılarla hareket etmesi gibi, geometrik bir hassasiyetle hedefini buluyordu. Alan geçişlerinde sergilenen ustalık, bir matematik dersi kadar net ve etkileyiciydi. Her iki takım da rakip savunmayı çözmek için pas seçeneklerini çoğaltarak, oyunu bir satranç tahtasına çevirdi. Kaleciler ise bu resitalin gizli kahramanlarıydı
Bugün yarın derken; DEM Parti yetkilileri, dün bir açıklama yaptı ve “frene basıldığı” havası yarattılar. Edindiğim bilgiler ışığında konuşacak olursam, süreç konusunda bir yavaşlama olmasına rağmen, asıl hedefte ve yönelimde değişim yok. Hatta hedefin yüzde 60 oranda gerçekleştiğini bile söyleyebiliriz. Beklenen ilk adım PKK’nın silahları bırakması. Bu adımdan sonra Kürt meselesi, sivil siyasetin konusu olabilecek.
İsrail’in Balkanlar’daki son dönemde artan etkisi, Türkiye ile tarihsel rekabeti yeniden alevlendirmiştir. Özellikle Arnavutluk ve Kosova gibi Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkelerde İsrail’in nüfuz alanı oluşturması, Türkiye’nin geleneksel etkinliğini zayıflatmayı hedeflemektedir. Bektaşi Devleti projesi gibi girişimler, Türkiye’nin kültürel ve dini bağlarını dolaylı yoldan etkisizleştirme stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilebilir.