Mustafa Kemal, meclise cumhuriyeti ilan ettirirken Rauf [Orbay], Kazım [Karabekir], Ali Fuad [Cebesoy], Adnan [Adıvar], Hüseyin Avni [Ulaş] gibi bazı isimlerin meclise gelemeyecekleri zamanı özellikle seçer. Örneğin Karabekir Trabzon’dadır, Rauf Bey İstanbul’da. Meclis üyelerinin kelimenin tam anlamıyla yarısı yoktur. Böylelikle Mustafa Kemal Cumhuriyetin ilanına Milli Mücadele’nin kendine rakip olabilecek diğer önderlerinin katılmasını engellemiş olur. Çün ki onların cumhuriyet ilan eden kadro içinde olup güçlenmelerini ve meşruiyet kazanmalarını istemez.
Haftasonu Bahçeli, Ziya Gökalp, Diyap Ağa’dan alıntılarla yaptığı konuşmasıyla elini uzatmaya devam etti.
DEM Parti Parti Meclisi’nden ise sanki Meclis’in üçüncü partisinden değil, 50 kişiyle yedinci kongresini toplayan Stalinist bir örgütten çıkmış gibi duran, sloganik Ortadoğu analizleriyle büyük resmi görmeye çalışırken önündeki fırsatı göremeyen yumruğu sıkılı bir nutuk çıktı.
Kandil’in anlamadığı, anlamak istemediği şey, dünyadaki bütün militanca mücadele içinde olanların anlamadığı, anlamak istemediği şeyle aynı: Kitleler sadece çok istisnai durumlarda militanlaşır. Direnişçi ile uğruna mücadele ettiği kitleler arasındaki ilişki gerilimli bir ilişkidir. Kitleler, hiçbir zaman direnişçinin arzu ettiği kıvama gelmez, meğerki “zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri” kalmasın; ki bu da gerçek hayatta pek rastlanan bir şey değildir.
Bugünlerde en şaşırdığım şey bazı uzman ve fikir sahibi sandığım insanların yaşadığımız süreci ve olup bitenleri bir iç politika hamlesi olarak görüp bölgedeki sorunu veya sorunları inanılmaz derecede küçümsemeleri olmuştur. Gerçekten bu olup bitenler bir iç politika adımı mı? Yani onların tabiri ile bir gündem değiştirme hamlesi mi?
BRICS ile ilgili ilk baştaki heyecanın biraz dağıldığını görüyoruz. Son zamanlarda Batıya tekrar göz kırpma işaretleri de verilir oldu. Şansölye Scholz’un İstanbul ziyareti de en azından Almanya’da ülkemizle ilişkilerin çığırından çıkmasını önleme iradesinin mevcut olduğunu gösteriyor. Ülkemiz Batı değerlerinden büyük ölçüde kopmuş olmasına rağmen yabana atılabilecek bir konumda değil.