GÜNÜN YAZILARI

Arşak da gitti…

Tarsus’la önemli bağlarımdan birisiydi Arşak. Agop’un telefonunu açınca onu kaybettiğimizi anladım. Bakırcı dedem Mehmet Emin Bülbüloğlu’nun kalfası ve ortağı Agop amcanın oğluydu Arşak. Dedemizden...

Muhalefet partileri: Olmak ya da olmamak

İktidar zorluklar içinde. Muhalefet ise bu zorluklardan yararlanabilecek bir dinamizm gösteremiyor. Toplumdaki değişim isteği de her geçen gün artıyor. Bu durumda ne olabilir? Var olan seçeneklerin ötesinde yeni sürükleyici ve etkileyici figürler ortaya çıkabilir. Avrupa’da son yıllarda örneklerine sıkça rastladığımız genç liderler toplumun desteğini kazandılar ama büyük fark yaratamadılar. Bizde ortam genç liderlere daha az şans veriyor. Daha olası çözüm ise muhalefet partilerinin toplumun “birleşin ve değiştirin” talebine karşılık gelecek yeni dayanışma yolları geliştirebilmeleri. Eğer iktidar, muhalefetin elindeki 4-5 büyük şehri kazanırsa, Türk siyasi tarihinde bir devir kapanabilir, yereliyle geneliyle tek partili bir ülkeye dönüşürüz.

Yerlilik nedir?

Yerliliğin hem ‘doğu’ hem de ‘batı’ için gerekli olduğunu düşünüyorum. Batı öykümeciliğinin eleştirisini ve yerlilik çağrısını Batı karşıtlığı olarak görme eğilimi bu sebeple tam da Batı’yı anlamamış olmakla ilgilidir. Batılının Batılı olmak gibi bir derdi yoktur, olmamıştır. Kendi olma derdi onu Batılı yapmıştır. Ve varsa bir üstünlüğü/başarısı bu kendi olmasından kaynaklanıyor, Batılı olmasından değil. Bu nedenle hem Batı öykünmecisi hem de Batı karşıtçısı aynı yolun yolcusu, aynı sathiliğin kurbanıdır.

İktidar ve duygu üretimi (2): Yanılabilen hükümet ve sık sık onu ‘düzelten’ lider formülünün sağladığı faydalar

İdarenin, geniş halk kitlelerinin canını yakan gündelik uygulamalarına halk adına müdahale eden ve ‘son noktayı koyan’ Cumhurbaşkanı imajının duygu yaratmaya matuf ‘çalışılmış’ bir strateji olduğunu gösteren çok örnek yaşadık. Bu örneklerde Erdoğan geniş kitleleri rahatsız eden gelişmeleri izliyor, sonra da onları ilk defa duymuş gibi ‘müdahale’ ediyor, yanlışları gideriyor, halkın öfkesini yatıştırıyor.
- Advertisement -

Batı’nın ikili karakteri Doğu’nun despotizmi…

Tabii ki, “emperyalist Batı”dan söz etmek mümkün. Peki “Batı’ya alternatif” veya “denge unsuru” olarak düşünülen Doğu ne durumda? Batılı emperyalistlerden daha acımasız diktatörlüklerle kendi halklarını ezdikleri ortada değil mi? Batı’ya dönersek… İki farklı Batı’dan söz etmek mümkün… Bir tarafta, demokrasi, hak hukuk adalet ve eşitlik konusunda elde ettiği kazanımlarıyla, toplumdaki ifade özgürlüğüne (dünyanın geri kalanına kıyasla) verdiği değerle çağdaş Batı… Madalyonun öteki yüzünde ise İsrail’i eleştiren sanatçıların kültür-sanat etkinliklerini iptal etmeye başlamış, yoksul ülkelerde yaşayanları neredeyse insan olarak görmeyen vahşi Batı...

En Son Çıkanlar