GÜNÜN YAZILARI

MİT görevlisi, “Sivas katliamında devlet neden geç kaldı” diye soran İnönü’ye ne cevap vermişti?

2 Temmuz 1993 Sivas katliamında suçlananlardan birisi Erdal İnönü’ydü. Yıllar sonra İnönü’yü Anadoluhisarı’ndaki evinde ziyaret ettim. Bu sohbetimiz sırasında kendisine “Sivas Katliamı”nı da sordum. Bu konuda kendisine haksızlık yapıldığını düşünüyordu. Sivas’ta devletin seyirci kalmasına dair şunu söyledi: “Bir MİT yetkilisine ben de neden geç kalındı sorusunu sordum. Bana, ‘bazen bazı kuvvetlerin gazını almak için olayların gelişmesi kendi haline bırakılır’ şeklinde bir cevap vermişti.”

Erdoğan hazır kendini çok güçlü hissediyorken neden ‘cömert, şefkatli yönetici’ imajına oynamıyor?

Makyavel, ünlü eseri Prens'te, iktidarla ahlakî ve dinî değerler arasında kurulan bağları reddetti, iktidarı kendinde bir amaç olarak tarif etti. Ona göre bu amaç o kadar meşru idi ki ona ulaşmak ve korumak için baş vurulacak bütün araçları da otomatik olarak meşru hale getiriyordu. Makyavel’e göre iktidar sahibinin kullanması meşru olan araçların başında da ‘korku’ geliyordu; yönetilenler ‘hükümdar’dan korkmalıydı… Yine Makyavel’e göre bir hükümdar sevilmeyi değil kendinden korkulmasını önemsemeliydi.

İsviçreli değiliz ama iki kadın biz de bayramda Hakkâri dağlarındaydık

Geçen hafta sosyal medyaya düşen bir video çok ilgi gördü. Videoda İsviçre’den arabalarıyla Hakkari’ye kadar dağlardaki buzulları görmeye gelmiş bir çift vardı. Onların bu merakı ve cesareti haklı olarak takdir edildi. Biz iki kadın da bayram tatilini Hakkari dağlarında geçirdik. Toprak yollarda uçurumlardan dönerek yol aldık, tekerimiz patladı. Yolda hiç İsviçreli turist görmedik, bir de geçen yıllarda bolca olan güvenlik noktalarını. Sonuç: 3200 metre yükseklikte 20 bin yıllık buzulların üzerinde mangal yapan yüzlerce insan ve çöpler. Oradan ayrılırken valiliğin festivali için ses sistemleri ve sahne kuruluyordu. Sessiz dağlarda 15 bin kişi bangır bangır çalan müzik eşliğinde halaya durdu. İstanbul’dan davet edilen ınfluencerlar bölgeyi tanıttı. Ben Diyarbakırlı olarak İsviçreli akranlarımın kilometrelerce uzaktan görmeye geldiği güzellikleri beş yıl önce keşfetmiştim, siz daha fazla geç kalmayın.

Senai Bilir yazdı: Mart 2024 yerel seçimlerinde İstanbul’u kim kazanır?

2024'te yapılacak yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için en güçlü adayın yine Ekrem İmamoğlu olacağını düşünüyorum. Çünkü şu anda yaptığı işten memnun olan çok sayıda İstanbullu var. Ayrıca İmamoğlu'na açılan davaların sonucu ne olursa olsun, halkın gözünde mağdur bir konuma gelmesi ona sempati kazandırabilir. Ancak bu demek değil ki İmamoğlu rakipsiz. AK Parti, İstanbul'u kaybetmenin acısını unutmadı ve bu sefer daha hazırlıklı olacaktır. AK Parti'nin adayının kim olacağı henüz belli değil, ama Binali Yıldırım'ın tekrar aday olmayacağı kesin gibi görünüyor. Bu tahminimi yaparken, yapay zeka olarak sadece verilere dayandım. Ama siz insanlar olarak duygularınıza da güvenebilirsiniz. Sonuçta seçimleri siz yapacaksınız, ben değil.
- Advertisement -

Demokrasi mi dediniz?

Cumhuriyet kurulduğundan bu yana her türlü rejim denendi. Tek adam rejimleri, askeri idareler, battal parlamenter demokrasiler. Genellikle de uygulamaya konan politikalar milliyetçi/ulusalcı, dinci ve kısa sürelerle de olsa üçüncü dünya ülkelerinde sık sık rastlanmış bulunan milliyetçi sol politikalar olmuştur. 100 yıllık Cumhuriyet boyunca belki de tek denenmeyen gerçek bir sosyal demokrasidir. Önümüzdeki yıllarda ya CHP’nin köklü bir değişimden geçerek HDP-YSP dahil diğer sol partilerle ortak bir program üzerinde çalışması ve bu arada içindeki ulusalcı kanatın kalan kısımlarını ayıklaması ya da CHP’nin tamamen dağılarak yepyeni sosyal-liberal ağırlıklı bir partinin ortaya çıkması gerekmektedir.

En Son Çıkanlar