Erdoğan ile Yavaş’ın (onun gibi birinin) son turda karşılıklı kaldığı bir seçimi en fazla isteyenler muhakkak ki bugün Erdoğan’a cumhurbaşkanlığı sistemini teklif etmiş ve bürokrasi üzerinde tekel kurmaya meyletmiş olan iktidar ortaklarıdır. Düşünün… Hayati bir seçim var ve hangi aday kazanırsa kazansın aslında ‘siz’ kazanıyorsunuz! Dolayısıyla muhalefetin bir nebze (gerçek anlamda) basiret ve dirayeti varsa, yapması gereken şey bir an önce birlikte yönetme ilkelerinde, cumhurbaşkanı adayında ve cumhurbaşkanının yürütme kadrosunda anlaşmalarıdır.
Liz Truss’ın ekonomi programı uygulansaydı milyonlarca kişi emekli maaşını ve evini kaybedecekti. Peki milyonlarca kişinin emekli maaşını ve evini kaybetmesi İngiltere’nin zenginlerinin çok umurunda mıdır? Bu soru üç gün önce karşıma çıksaydı cevabım olumsuz olurdu, “değildir, niye olsun ki?” derdim. Ve şimdi görünen o ki, yanılırdım.
Geçtiğimiz hafta devletin haber ajansı, Hablemitoğlu cinayeti soruşturmasını yürüten savcılık makamından aldığı bilgilere dayandırdığı bir haber verdi. Habere göre soruşturma tamamlanmış, iddianamenin yazım aşamasına gelinmişti. Doğrusu çok ilginç bir haberdi. İçinde ÖKK ve MAK’ın hiç geçmediği, onların yerini “eski askerler”in ve “Hablemitoğlu’nu öldüren çete”nin aldığı, Levent Göktaş’ın ‘çete’ ile "FETÖ' arasındaki irtibatı sağlayan kişi olarak sunulduğu tuhaf mı tuhaf bir haber… İddianame böyle yazılacaksa yakında çok ilginç bir metinle karşılaşacağız demektir.
Şimdiden belli. Sosyal seleksiyon gerçekleşti bile. Yıllar geçecek. Etyen Mahçupyan’la Karar TV’de yapılan bütün o röportajdan, bir tek o meşhur ve meşum cümle, “yeniden Erdoğan’a oy verebilirim” cümlesi hatırlanacak.
Oturdukları lojmandan bir gecede çıkarılmışlardı. Gidecek evleri ve gelirleri yoktu. Ankara’nın Yapracık Mahallesi'nde yaşayan bir yakınlarının yanına sığındılar. Daha sonra da sürekli ev değiştirdiler. Ev hanımı olan annesi bir dershanede çalışmaya başladı. O zaman kardeşleri 11 ve 5 yaşındaydı.