Son bakanlar kurulu listesinin, yeni bir siyasi yönelim içerip içermediği konusunda sorular soruluyor. Maliye, İçişleri ve Dışişleri gibi üç kritik bakanlıktaki yeni isimlerin bir değişime işaret ettiği söyleniyor. Mehmet Şimşek, daha önceki hükümetlerde savunduğu ekonomik çizgi nedeniyle anlaşmazlığa düşmüş ve bakanlıktan ayrılmıştı. Şimdi nasıl bir yol izleyecek?
Erdoğan, genel olarak, makul isimlerden oluşan bir “kabine” kurdu. Popülist, içeride ve dışarıda birçok soruna sebebiyet veren, liyakatsiz ama aşırı partizan, devlet yönetme adabına aykırı davranan tartışmalı isimleri kenara koydu. Bürokrasiyi tanıyan, liyakatli, teknokrat ve devlet ciddiyeti taşıyan isimleri sahaya çekti. Kabine, bu haliyle, üç kritik konuda akli hamleler yapılacağının bir işareti olarak okunabilir.
Bu kınanacak eksik bir muhaliflik, nefsine yenik düşmek, düşman saflarına geçmek değil, sadece insani bir hayatta kalma güdüsü, hatta bağnaz olmayan, Yetmez Ama Evet diyebilen rasyonel bir seçmen davranışı. Dün Kılıçdaroğlu’nun ve CHP’nin değişimine kredi açmak ne kadar ayıp değilse, bugün seçim kazanmış iktidarın yenilenmiş kabinesinden umutlanmak da ayıp değil. Bu kadarlık umuttan kimseye zarar gelmez.
Demirtaş, HDP’den kopmaz, aktif bir tavır takınmasa da HDP’nin içinde kalır; ne başka bir yere gider ne de yeni bir yer inşa etmeye kalkar. Popüler bir kişilik Demirtaş; seçmende bir karşılığı var, dolayısıyla onun bugün siyasetten çekilmesini, yarın şartlar değiştiğinde HDP’ye daha güçlü bir şekilde dönmek için verilen bir ara olarak yorumlamak daha doğru olur.