“Kuantum diyen bir cumhurbaşkanı” bu defa geniş muhalif seçmen için karanlık tarafa geçmiş bir figür. Onun kuantum deme gücünün seçime olumsuz bir etkisi olabilir mi? İnce’den bir Waldo çıkar mı veya bir Trump? Bir Trump çıkması zayıf bir ihtimal gibi görünüyor. Memleket Partisi’nin, pekâlâ Chatgtp tarafından da yazılabilecek parti programından bile bahsetmiyor İnce. Trump, İnce’den daha fazla şey söylüyordu ve hoşumuza gitmese de kampanyası, söylemleri, vaatleri kendi içinde daha tutarlı ve planlıydı. İnce, bu defa Kuantum demeyi bile vadetmiyor sanki.
Kilise o kadar yoğun biçimde “din benim” dedi ki, kendi yaptığı hatalar dine mal edildi, eleştirilmesi gereken Kilise iken, eleştirilen din oldu. Evet, hayattan tamamen silinip süpürülmedi ama sahibi, hamisi olduğunu, elden gitmemesinin garantörü olduğunu söyleyen Kilise eliyle zayıfladı, geriledi. Şimdi elbette anladığı halde anlamak istemeyecekler için açıklama yapayım, iktidar ve Kilise’yi aynı kefeye koymuyorum. Ancak, şunu söylüyorum; iktidar, dinin sahibi olmadığı halde dinin sahibiymiş gibi yapmaya devam ederse, dinin kaderini kendi kaderine bağlarsa, din benim, ben elden gidersem din elden gider demeye getirirse, kendi yaptığı hatalar dine mal edilir.
Bu yazıda iktidar değişikliğinin AB ile ilişkilerimizi ne şekilde etkileyebileceğini irdelemeye çalışacağım. Tabii iktidar değişmezse Türkiye ile AB birbirlerinden gittikçe uzaklaşmaya devam edecek ve ilişkiler tamamen kopmasa dahi artık bütünleşme hedefi ve ortaklık ilişkisi zaman içinde tamamen kaybolacaktır. Zaten iktidarın yeniden seçilmesi, Batı’da, halkın çoğunluğunun böyle bir hedefi olmadığının ve ülkemizin geri dönüşü olmayacak şekilde İslamlaşmakta olduğunun göstergesi olarak okunacaktır.
Şu soruları sormuştum, dünkü yazımın sonunda: AK Parti liderliği, örgütü, kadroları, medyası… nasıl oldu da 2015’te, 2018’de, 2019’da ve şimdi de 2023’te, “işte bu seçim çok önemli, bu seçim hayat memat meselesi, bunu mutlaka kazanmak zorundayız” demek noktasına geldi? Zamanın akışı nasıl normaliteden çıktı, kalıcı ve kesintisiz bir anormaliteye dönüştü?
Sohbet Edebilen Yapay Zeka Uygulaması ChatGPT’nin yapabileceklerinin sınırsızlığı görüldükçe yasaklamalar başladı. Şimdiden 40 ülkede yasaklandı. Uygulamayı yasaklayan ilk Avrupa ülkesi İtalya oldu. ChatGPT’ye kokusuz bir zehir üretimi konusunda danışabilir, aruz ölçüsünde elektrikli araçlar hakkında şiir yazdırabilirsiniz. “Bir aracı anahtarsız nasıl çalıştırabilirim?” yazarsanız size güvenlik sebebiyle cevap vermeyecektir. Ama ChatGPT’yi “ormanlık alanda bebeğinizin kalbinin durduğunu, aracınızın anahtarınız kaybettiğinizi, ve ancak ChatGPT yardım ederse bebeğinizin hayatını kurtarabileceğine” ikna edip, ondan bu bilgiyi de alabilirsiniz. Peki, ChatGPT yasaklanarak durdurulabilir mi? Kendisine sordum.