Stalin’in son gecesi… Güvenlik protokolü uyarınca çağrılmadan içeri girmeleri kesinlikle yasak olan Nöbetçiler Sibirya’ya sürülmek korkusu yaşamayıp kahvaltı saatinde yanına girseydi; “Yoldaş”ları Beria, Malenkov ve Kruşçev doktor nefretini bildikleri Stalin’den korkmayıp zamanında doktor çağırsaydı ölümden kurtulur muydu Stalin? Belki. Şu kadarı kesin: Diktatör olmanın pek çok faydası var kuşkusuz, ama sona gelindiğinde pek çok zararı da olabiliyor.
Millet İttifakı’nın ortak Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun birbirinden farklı 7 cumhurbaşkanı yardımcısı adayı var. Başkanlık sisteminin ilk örneği olan ABD’de başkan yardımcıları hem seçim kampanyaları hem de ülke yönetimi açısından önemli, fakat kendine özgü başkanlık sistemiyle Türkiye için cumhurbaşkanlığı yardımcılığı kurumu yeni bir kavram. Başkanlık sisteminde seçimden önce başkan yardımcılarının açıklanmasının seçimler üzerindeki etkisini anlamak içinse yıllardır bu sistemin uygulandığı ABD’ye bakmak fikir verebilir.
Felaketlerin, krizlerin temelinde şehirlerin, mekânların eşyalar gibi tasarlanabileceğini hayal eden, işaretsizleştirici yönetim pratikleri var. Erkmerkezci yöntemlerle afetlere karşı dirençli olmak mümkün değil. Bu yüzden afetten sonra ortaya çıkan “bu bir milat, değişiyoruz ve her şeyi değiştiriyoruz” söylemleri pek inandırıcı olmuyor.
“Köyde, birkaç bina ufak tefek çatlaklarla ayakta kaldı. Kilise ağır hasarlı. Biraz önce Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı ile gezdik, tamamen yıkık halde. Şu anda 25’e yakın çadırımız var, çadırlarda kalıyoruz. Aynı yerde, Garbis’in çay bahçesinde sabah-öğleakşam yemeğimizi yiyoruz. Sağ olsunlar her yerden yardım geliyor. Yardımseverlere çok teşekkür ediyoruz. Maşallah 4. günden sonra aktı.”
Birlikte yürütülmelerini yasaklayan açık bir normun olmaması tek başına Cumhurbaşkanı yardımcılığı ile belediye başkanlığını yürütmek için yeterli olmayacaktır. Aynı akıl yürütme ile bir kişinin hem bakan hem belediye başkanı olması da mümkündür. Bu nedenle bu konudaki norm yokluğu sistematik yorum ile yorumlanmalı, mevzuat hükümleri tutarlılığını ve iç bütünlüğünü koruyacak şekilde ele alınmalıdır. Yalnızca “yasak yoksa serbesti vardır” ilkesi ile hareket edilmemeli, iki görevin birlikte yürütülmesi hakkındaki bir Danıştay kararında belirlenen tespit ve sakıncalar dikkate alınarak bir sonuca varılmalıdır.