GÜNÜN YAZILARI

İzolatörler bizi korumaya yeter mi?

Sistemi inşaatçıların eline veremeyiz. Yoksa çok hata yaparız. Önceliğimiz sağlam binalar inşa etmek olmalı” diyor. Dünyanın dört bir yanında büyük inşaatlar yapan inşaat şirketlerimiz var. Dünyanın her ülkesinde, o ülkenin gelişmişlik katsayısına paralel olarak denetim yapıldığını biliyoruz. Almanya’da müteahhitlik yapan Türkiye kökenli firmalar, oradaki kurallara harfiyen uyuyor. Başka şansları yok. Ülkemizde ise durum farklı.

Devlet nerede? Hep olduğu yerde

Bugünkü muhalefetin iki iri partisinin biri devleti kurmuş, öteki devlete tapınan iki damarı temsil ediyor. Dolayısıyla devletin olmadığını bilen ve yeni, daha makul bir gelecek inşası gerektiğini idrak etmemişse bile hissetmeye başlamış geniş yığınların sahibi yok.

Nefret kazanı kaynarken seyretmemek

Depremin şerrinden bir hayır çıkması, bir başka ifadeyle depremin ayrıştırıcı değil birleştirici bir işlev görmesi için hukukun surunda gedik açılmasına müsaade edilmemeli. Ayrımcılığı, şiddeti ve başka her türlü hukuksuzluğu yasaklayan kurallar kırılgan gruplara gelince esnetilmemeli. Onları koruyan hukukun herkes için en sağlam güvence olduğu göz ardı edilmemeli. Aksi takdirde, o kazandan taşan nefret hepimizi yakar.

Bir doktorun deprem güncesi

Orada geçirdiğim günler şu an zihnimde haftalar gibi uzun. Crush sendromu dediğimiz ezilme durumunun yarattığı tablo nedeni ile kaybettiğimiz gençler, anneler, babalar, uzuvları kesilmek durumunda kalan çocuklar, yakınlarını arayan insanlar, kimliği belirsiz hastalar, kendisi depremzede olmasına, yakınlarını, çalışma arkadaşlarını kaybetmelerine rağmen çalışmaya devam eden sağlık çalışanları, artık yeğenlerine anne olacak olan teyzeler, halalar, uykusunda hıçkıran, seslenildiğinde korku ile uykusundan fal taşı gibi gözlerini açarak uyanan insanlardı tanık olduğum. Herkes öyle keder içindeydi ki ne isyan edebilen vardı, ne sesi yükselen.
- Advertisement -

“Cumhurbaşkanı(mızın Liderliğinde) Hükümet Sistemi”nin o gecesi…

Malum, iktidar ve iktidar basını “acılar üzerinden siyaset yapmak” diye bir pozisyon tarif ediyor ve bu pozisyon sahiplerini susturmak için elinden geleni ardına koymuyor. Eh, yine de “siyaset yapıp” dayak yemeyi göze alan biri hiç değilse dayak yemeye değecek bir konu seçmeli, kendince en önemli başlık üzerinden siyaset yapmalı, değil mi? Ben böyle düşündüğümde, devlet görevlilerini yetki kullanmaya korkar hale getiren yönetim sisteminin büyük deprem karşısındaki performansını didiklemenin en isabetli tercih olacağı kanaatine varıyorum.

En Son Çıkanlar