GÜNÜN YAZILARI

AB ile yeniden

Eğer ABD ile Avrupa arası açılırsa –Trump bunun sinyallerini veriyor-, Türkiye Avrupa açısından önem kazanacak ve belki telaffuz edilmeyen mukavelenin bazı maddelerinden sarf-ı nazar edilecek. Avrupa eski liberal veya sosyal demokrat Avrupa olmaktan uzaklaşıp sağcılaşıyor, otoriter bir kimliğe doğru evriliyor, bu Türkiye için de pek uygun bir pozisyondur. Türkiye’nin mevcut pozisyonu ve geleceği ilişkin eğilimi Avrupa’nın yönelimiyle örtüşme halinde.

Seçici bir hukuktan adalet çıkmaz

Parti kimliğine bağlı olarak harekete geçen ya da geçmeyen bir hukuktan bahsediyoruz. Soruşturmalar keyfi ve seçilerek yapılıyor, muhalifler cezalandırılırken iktidar mensuplarına dokunulmuyor. Tablo böyle çarpık olunca ironik halle de karşı karşıya kalıyoruz; yolsuzluklarıyla maruf kişilerin –utanmak ve kendini unutturmak bir yana- bir de çıkıp millete ahlak dersi vermeye kalkmalarına şahitlik ediyoruz.

Bu, seçmen iradesine bir darbedir!

Yaşananlar buz gibi bir siyasi operasyondur. En güçlü cumhurbaşkanı adayını devre dışı bırakma ve ana muhalefet partisini biçimlendirme gayretidir. Seçmen iradesine vurulmak istenen bir darbedir. Nasıl ki, 17-25 Aralık’ta hükümet aleyhine olan dava dosyalarının içeriği, olay anında öncelikli ve anlamlı değildiyse, şimdi de İmamoğlu hakkındakilerin içeriği öncelikli ve anlamlı değildir. Demokrasinin savunulması bakımından önem önceliği bu işin siyasi gayesinde ve yol açacağı sonuçlardadır.

Vurgun ile umut arasında

Olan, siyasi iktidarın yargı gücünü tekeline alarak, siyasi rakiplerini siyasi amaçlarla tasfiye etmesidir ve demokrasiden çıkışın ve otokratikleşmenin son kavşağıdır. Darbe ve bedel çok büyüktür: Büyükşehir dahil CHP’nin İstanbul’da 7 belediye başkanı görevden alındı. 4’ü hapiste. Keyfilik ve otoriterlik istikametinde iktidar çıta yükseltti, demokratik ar sınırını aştı, içte ve dışta tüm tepkilere rağmen istediğini yaptı. Ülkede yasallık fikri boğulmaya, hatta sandık fikri bile (en azından tasavvurlarda) tehlikeye girmeye başladı.
- Advertisement -

‘Topuz’un gölgelediği ‘nur’

‘İnsanlar adaleti yerine getirsinler hükmetsinler’ diye indirilmiş din siyasetin elinde, siyasetin topuzuyla irtikap edilmiş haksızlıkları ve hukuksuzlukları perdeleyici bir âlete mi dönüştürülmüş halde değil midir? Velhasıl, ‘topuz’un kara gölgesinin ışığı da kararttığı, görülmez hale getirdiği zamanlardayız. Siyaset bundan sonuç alıyor olabilir; ama bedeli dine ödetiliyor.

En Son Çıkanlar