Tahran ya da New York sokaklarında ya da İran’ın hapishanelerinde başörtülerini çıkartarak, “özgürlük istiyoruz” diyerek, üstlerindeki baskıları protesto ediyorlar. Videolar yayınlıyor, bildiriler okuyor, hatta metrolarda dans ediyorlar. İnsan hakları örgütü HRANA’ya göre, İran hapishanelerinde, 35 siyasi tutuklu kadın bulunuyor.
2009 ekiminde, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte, Paris’te düzenlenen Türkiye haftası kapsamında bir grup yazar ve milletvekili, Fransa'ya gitmiştik. Özdenören’le o gezide tanıştık, sohbetler yapma imkanı bulduk. Paris dönüşü haberleşmeyi sürdürdük. Farklı dünya görüşlerinin insanlarıydık ama iyi bir iletişim kurmuştuk.
Çözüm sürecinde silahların kısmi olsa da devre dışına çıkması HDP’nin siyaset sahasını genişletmiş ve 7 Haziran 2015’te partiye tarihindeki en büyük seçim zaferini getirmişti. Fakat 7 Haziran’dan sonra PKK şehirlerde hendekler kazmaya başlamış ve çatışma süreci tekrardan alevlenmişti. HDP bu kritik kavşakta siyaseti savunma adına gerekli ve yeterli tepkiyi koyamayınca, partiyi çok daha ilerilere taşıması muhtemel dalga dinmiş ve parti siyasi bir tıkanıklık dönemine girmişti. Demirtaş’ın son günlerde sıklaşan açıklamaları, bu tıkanıklığı aşma ve bir çıkış yolu bulma arayışı olarak okunabilir.
Kürdistan Federe Bölgesi, enerji politikalarında tereddütsüz Batı Bloku ile hareket etmekten yanadır. AB’nin de Kürdistan Bölgesindeki enerji altyapısı projelerini desteklemesi, Birliğin enerji güvenliği politikalarına ciddi katkılar sağlayacaktır. Türkiye, Kürdistan doğal gazının dünya pazarlarına ulaşması yolunda kararlı bir tutum sergilerse, enerji politikalarında önemli bir aktör olarak yerini pekiştirir ve bin yıllık Kürt-Türk birlikteliği de daha olumlu bir mecraya doğru yol alabilir.
Yayılmacı ve genişlemeci söylemler AKP-MHP-Ulusalcı akımların birleşmesiyle daha da güç kazanmış görünüyor. Türkiye’nin topraklarını olduğundan daha geniş gösteren haritaların sonuncusu ‘Denizlerdeki Misak-ı Milli haritası’ olarak karşımıza çıktı. Ancak ülkemizin böyle saçma iddiaları ciddiye alınmadığı gibi, Ege ve Doğu Akdeniz’de haklı olan ve bir ölçüde anlayış gören taleplerine karşılık alması bu suretle engellenmiş olmaktadır. Muhalefet partilerinin ve özellikle CHP’nin uygun bir üslupla bu tür hususları gündeme getirmesini beklerdim. Ancak beklentilerim yine boş çıktı.