GÜNÜN YAZILARI

Hablemitoğlu cinayetinin hemen sonrasındaki (2002) ve 20 yıl sonrasındaki (2022) medya telaşı

Konu bir insanın hunharca katledilmesi bile olsa, hakikat yerine -ideolojik yarar lehine- ‘bükülmüş hakikat’ peşinde olan bir medyamız var. Hablemitoğlu cinayetinin hemen ardından “irtica” ezberi devreye girmişti, çünkü o zamanın ideolojik-siyasi ihtiyaçları katilin ‘irtica’ olmasını gerektiriyordu… Bugün ise ortaya çıkan dev gibi kuşkulara rağmen cinayeti “FETÖ”nün işlediği ısrarından vazgeçilmiş değil. O kadar ki, bu uğurda Ergenekon’dan yıllarca hapis yatanlar bile bir kalemde “FETÖ’cü” olabiliyor.

Arap dünyası ile huzursuzluk, Hindistan’ın yaşamak istemediği bir şeydi

Hindistan’da iktidardaki Bharatiya Janata Partisi’nin (BJP) Sözcüsü Nupur Sharma ile partinin Yeni Delhi’deki Medya Başkanı Naveen Kumar Jindal'ın Hz. Muhammed ve eşi Hz. Aişe'ye hakaret içeren ifadeleri yeni bir tartışma dalgası başlattı. Tepkiler üzerine iktidar partisi Sharma'nın parti sözcülüğünü askıya aldı ve Kumar Jindal'ı partiden ihraç etti. Çünkü Hindistan, Körfez müttefikleriyle ilişkisini yeniden bozmayı göze alamaz.

Milliyetçi yeni-merkezin eleştirisi

Türkiye’de başta liberaller ve sol demokratlar olmak üzere farklı toplumsal kesimlere “kimlikçi” diyenler, modası çoktan geçmiş bir homojen kimliği “devleti kimliksizleştirmek” adı altında teklif edebiliyorlar? İçeriğini Atatürkçülüğün neo-Kemalist formunun teşkil ettiği tektipçi bir anlatıyı “demokratik restorasyon” ve “makul merkez” olarak adlandıranlar, asgari bir demokrasinin karşılayamayacağı türden dışlayıcı ve kendi içinde çelişkili bir hikayeyi bu topluma sunuyor. Bu anlatı rızaya dayalı bir sürecin değil, merkezi kapma çabasının bir tezahürü gibi gözüküyor.

Netlik ayarı

Bugünlerde muhalefet cephesinde eksikliği duyulan güvenin inşası ve halka umut aşılanması, ancak sorumluluk sahibi ve güçlü bir aday ile mümkün olabilir. Bu nedenle muhalefet, adayını hep bir sonraki aya, bir başka bahara bırakmamalı ve halkın sabrını da daha fazla zorlamamalıdır.
- Advertisement -

Nazım Hikmet Yaşar Kemal’in şiirini sevmişti

Yaşar Kemal, 1995 yılındaki bir söyleşimizde Nazım’la ilişkisini anlatırken konu şiire gelince “Nâzım Hikmet, dünyada üç büyük şiir dili var” demişti.“Biri Türkçe, biri İspanyolca, biri Rusça. Öbür diller bu kadar şiire yatkın değildir sanıyorum.” “Sonra bana dönerek, ‘Yaşar, bu yüzden şiiri bıraktığına üzüldüm. Gerçekten bu zengin dilde büyük şiir yapılabilir,’ demişti.” Yaşar Kemal, gençlik yıllarında iyi şiirler yazmış. Sonra vazgeçmiş. Neden şiiri bıraktığını sorduğumuzda, “Nâzım’ı okuduktan sonra,” diye cevapladı.

En Son Çıkanlar