Aşırı beklentiler hayal kırıklığına yol açabilir. Her partinin iç dengelerini hesaba katmak gerek. CHP’de, Kürt meselesini demokrasi zemininde tartışma olgunluğunu kazanan kuvvetli bir eğilimin geliştiği inkar edilemez. Öte yandan, milliyetçi-ulusalcı potansiyeli de yok saymak mümkün değil. Birileri İzmir Marşı söylerken, başka birileri de Kuzey Irak’a gidip Kürt meselesinde yeni bir hamle yapabilir.
“Türkiye’nin ilk sivil anayasasını yapıyoruz” gibi fiyakalı bir söylemle, gündemle alakasız mevzuları seçim sürecinde seçmene ve muhalefete tartıştırmak istediler. Amiyane tabirle muhalefet partilerini meşguliyet oltasına getirmenin hesabını yaptılar. Samimiyeti çok şüpheli “Durun, bir yere gitmeyin; vaziyeti toparlıyoruz” çağrısına seçmenin icabet edeceğini düşündüler.
Kürt meselesini, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yaratmadı; kuruluş döneminden ve hattâ daha önceki süreçlerden devam edegelen bir sorun olarak kucağında buldu. Çözümsüzlüğün başlıca kaynağı olarak cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini görmek, son derece yanlış bir yaklaşımdır.
Özlem Türeci’den neredeyse Uğur Şahin’in asistanıymış gibi bahseden haberler bile yapıldı. Türkiye basınında 'eşine destek olan' ve 'çay demleyen' gibi ifadelerle anlatılan 53 yaşındaki Özlem Türeci, dünya çapında başarılı çalışmalarıyla ün kazanmış bir şirketin yöneticisi.
Fatih Çekirge’nin Amerikaları: Yirmi yıl önce ‘düellocu’, mert; bugün hain, emperyalist… Bu karşılaştırmayı yirmi yıl arayla sergilenen iki farklı tutum arasındaki çelişkiyi göstermek için yapmıyorum. Çelişki yok. İki Amerika ve bir Çekirge var. Birinci Amerika güç sahibi olduğu için Çekirge Amerikancı, ikinci Amerika artık güçlü olmadığı için Çekirge anti-Amerikan…