Türkiye’de siyasi hasımlıkta ölçü kolay kaybolur, ‘düşmana’ belden altı vurmak meşru görülür. Birisi bir grubun atış serbest menziline girdiyse, gerçekler, ahlak atın terkisine çok rahat atılır. 86 yaşında küresel bir oyun olarak gördüğü için maske takmayıp, aşı yaptırmadığı koronavirüsten hayatını kaybeden Asiltürk için de böyle oldu.
Eyy bir zamanların “Büyük” Britanyası! Dön de bir bak, acınacak haline. Demokrasi, hukuk devleti, kadınların eşitliği, güvenlik örgütünün şeffaflığı gibi sapık fikirler, seni nereden nereye getirdi! Bize de ibret olmalı.
Fransa’yı küstüren Avustralya, ABD-Çin arasında önümüzdeki on yıllara damgasını vuracak 21’inci yüzyılın Soğuk Savaş’ında safını belli etti. Türkiye ise Rusya ile ABD arasındaki denge politikasıyla geçmiş yüzyılın Soğuk Savaşı’nı tekrardan yaşamaya niyetli gibi...
Biden ve Demokratlar büyük bir kriz yaşarken 2020 seçimlerinden sonra birçok kişi tarafından siyasetten silineceği tahmin edilen, sadece kendisinin değil dünyada popüler kıldığı siyaset tarzının da Biden’in zaferi ile sahneden silindiği belirtilen bir siyasetçi oldukça sistematik bir şekilde geri dönüşünü planlıyor ve harekete geçiyor: Donald J. Trump. Trump, önünde engel olarak gördüğü Cumhuriyetçileri 2022 araseçimlerinde Kongre’den bertaraf etmeyi planlıyor. Eğer bunu yapabilirse 2024 başkanlık seçim sonuçlarını reddebilecek bir Kongre ortaya çıkabilir ve şimdiden yazılmaya başlandığı gibi bu “İç Savaş’tan sonra ABD’yi en çok tehdit eden olaylardan” biri olarak karşımıza çıkabilir.
Arabaların, minibüslerin, kamyonların arkasında sık gördüğüm “Babam Sağolsun”, bana hâlâ o(nunla) günleri, mutlu ama yokluğunda hüzünlü hatıralarıyla yaşatır. “Babam Sağolsun”un en ilgincine ise geçen gün Etlik’te rastladım. Ankara plakalı bir Volkswagen Caddy’nin arkasında İtalyanca: “Grazie Mio Padre”… Ülkesi yoktu herhalde baba sevgisinin.