GÜNÜN YAZILARI

“Öyle bir kuşak ki…” müzikali

Bizim kuşak müzikal tarihin hemen her çağını bizzat yaşadı. Müzikal antika muamelesi yapılan “müzelik parça”lar, vaktiyle onların demirbaşları. Çoğu o butik müzenin yaşayan, hâlâ “çalışan” tanıkları… Misal şahsımı müzede lambalı radyonun yanına koysalar, al sana tarihi stand-konu mankeni. Evimizdeki antika radyo, benimle yaşıt. Müzikte bugünün “Türk Büyükleri” kimimizin yaşıtı… Erkin Koray’a “Erkin Baba” diyen, Gürses’ten “Müslüm Baba” diye söz eden nesle biz de uyduysak, yaşımız ortaya çıkmasın diye.

Tarık Buğra’nın büyük eseri: Küçük Ağa

Küçük Ağa’yı okuyan biri en temel kafa karışıklıklarımızdan birinin merkezinde yer alan, din ve dindarlık tam olarak nedir ve dindar adam kime denir sorusunun kesin bir açıklıkla cevaplandırıldığını düşünecektir. Dini nerede aramalıdır, bu ülke için dinin önemi ve değeri nedir soruları bir daha tereddüde yer bırakmayacak şekilde cevaplandırılmıştır adeta. Ama ne gariptir ki bu aynı zamanda bitmeyen bir kafa karışıklığı halinde sıradan insanların bir türlü son bulmayan ‘çelişmesi’dir.

Darbe gecesi Kabil’de çalan telefon…

“Genelkurmay Başkanı General Joseph Dunford, Cuma gecesi gizemli bir telefon geldiğinde Pentagon'daki ofisinden yaklaşık 7000 mil uzaktaydı.Telefon IŞİD'e karşı mücadelede kritik bir müttefik olan Türk mevkidaşı Hulusi Akar’dan geliyordu. Ancak Dunford'un ofis personeli telefona yanıt verdiğinde, hattın diğer ucundaki Akar'ın sesi değildi. Saatler önce Türkiye’de kanlı bir darbe yapmaya başlayan onu kaçıranların sesiydi."

Kendini tanıma ve tarihi anlamanın yolu: Zihniyet

Halil Berktay olağandışı bir iş yapıyor. Siyasi hayatını, ideolojik kabullerini ilmik ilmik yeniden örüyor, büyük bir samimiyet ve cesaretle onları analitik süzgeçten geçirip önümüze atıyor. Kaç kişi bu yazıların öneminin, hak ettiği değerin farkında bilmiyorum… Ama çok fazla olduğunu da sanmıyorum. Nedense insanların bu yazılarla duygusal ilişki kurmakta zorlanacaklarını, kolay anlaşılır bulmayacakları bu davranışı örneğin yaşlılığa, psikolojik arayışlara, hatta ideolojik temel eksikliğine bağlamaya daha yatkın olacaklarını düşünüyorum.
- Advertisement -

Yüksek ateşten mütevellit rüya

Türk faşizmi ilginç bir özelliğe sahip. Batı ülkelerinde faşizmin devlet karşıtı bir yanı vardır; ezik ve lümpen kitleleri seferber edebilmek için büyük sermayeye, bankalara ve bunları koruyan devlet aygıtlarına düşman bir söylem kullanır. Bizde ise bu yanı hiç yoktur faşizmin; her zaman devletle el ele, kol kola olmuştur, devletin bekasını her zaman en öne koymuştur.

En Son Çıkanlar