Gazeteci Ahmet Dönmez’in “Cemaat içeriden 15 Temmuz’a adım adım nasıl sürüklendi” yazı dizisiyle, AK Parti içinden gelen “50+1 tuzaktı, bizi bu tuzağa sürüklediler” sızlanmaları, eski iktidar ortaklarının bugünden bakıldığında hayli tuhaf görünen hamlelerini (Cemaat için darbe teşebbüsü, AK Parti için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve 50+1) biraz daha anlaşılır kılıyor. Ortada bir sürüklenme, tuzağa düşürme varsa “sürükleyen”, “tuzağa düşüren” özne kim olabilir?
Türkiye’nin ekonomisinin iyi yönetildiği dönemlerdeki bağımsız iç ve dış politika adımlarının ekonomik bedeli olmadı. Çünkü işler hala kitabına uygun olarak yürütülüyordu. Türkiye, 2017’den sonraki otoriterleşme sürecinde bile eğer irrasyonel tezlerin peşinden gidilmeseydi ve ekonomi yönetimi ehil olmayan kadrolara emanet edilmeseydi bütün dünyadan negatif ayrıştığı bu rakamları görmeyebilirdi.
İnsanlar ötekileştirildiğinde ve kendilerini üvey evlat gibi hissettiklerinde susmayı öğrenmeye başladı, öğrenmek kanıksamaya dönüşünce de susmak kemikleşti. Fakat heyhat, susmanın kemikleştiği yer aynı zamanda kıyametin hissedildiği yerdir ve orada kişisel özgürlüklerin ne garantisi ne de hükmü vardır. Orada sadece kaos vardır ve böyle bir evrede başkalarının kişisel özgürlüklerine duyarlılık göstermeyenlerin kendi özgürlüklerini kurtarmaları ihtimal dahilinde değildir.
2018’deki “dolar 10 TL olacak” paylaşımları nedeniyle haklarında soruşturma açılan ve yargılamaları üç yıldır devam eden o 38 kişinin isabetli tahminleri nedeniyle kutlanması konusunu okurlara bırakıyorum. Çünkü, devam eden bir dava hakkında katiyen yorum yapmak istemem. Ama açık konuşalım, bu duruma mahkeme mi dayanır!
Pereira, Terim’in bu maçı nasıl yorumlayacağını doğru okumuş; o nedenle dörtlü savunma ile oyuna başladı. Amaç alan savunmasıyla markaja gerek olmadan, Galatasaray hücumcularını etkisiz hale getirmekti. Plan kısmen başarılı oldu.