Siyasetçilerin büyük hataları onları doğal ölümlerinden önce siyasi mevta haline getirebiliyor. Sağda da (örn. Süleyman Demirel) solda da (örn. Bülent Ecevit) bu böyle. Bugün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir sanatçıyı akıl almaz bir şekilde hedef alması da bu fasıldandır. Günün politik atmosferi içinde çok büyük itirazlar gelmez belki ama tıpkı Demirel ve Ecevit örneklerinde olduğu gibi halk indinde büyük kırılmalar yaşandığını düşünüyorum.
Bir tarafta beş yıllık şarkısının lafzında peygambere hakaret bulup, evinin önüne ‘adam’ çağıranlar, Meclis’ten yükselen “serçeliğini bilsin”, camiden yükselen “dilini koparırız” tehditleri... Diğer tarafta da bütün bu yıllar boyunca serçeliğini hiç bilmediği ve dilini hep uzattığı için “Türkiye’yi cehenneme götüren yolu döşeyenlerden biri” olduğunu söyleyenler...
AKP Çorum İl Başkan Yardımcılığı yapan, 2015 seçimlerinde AKP’den aday adayı olan ve Çorum Barosu Başkanı’yken bu hafta Anayasa Mahkemesi’ne seçilen Kenan Yaşar’ın yazdığı ve sonra sildiği tweet: “Yahudiler öyle insanlardır ki iki yumurta pişirmek için dünyayı ateşe verirler.”
Bir kilo kıymayı almaya gücü yetmeyen, giderek büyüyen çoğunluk kuzuyu nasıl alacak? Destici, kendini eleştirenlere karşı, “Geylerle yılbaşı kutlayanlar beni eleştirirse bunu kabul etmem” diyerek kutsallık zırhına büründü. Ne alakası var demeyin, alakalı alakasız her türlü kutsallık zırhı bugünlerde iş görüyor, daha doğrusu başka zırh kalmadı.
Güzeli yaşamayı kaybettiğinizde zevksiz bir caminin mimarisiyle hoşnut olacak, tel örgülerle çevrilmiş sitelerde dininizi koruyacaksınızdır. Sazsız ve sözsüz dindarlık kültürünü kaybetmiştir; dini bilgi kültürsüz ne kadar yaşanılabilir ve ne kadar aktarılabilirse o kadar anlaşılabilir ve o derece hissedilebilir.