Guardian’dan Ghaith Abdul-Ahad, Türkiye’de yaşayan üç Afgan sığınmacının Taliban’dan Avrupa’ya kaçış yolculuklarını yazdı: “Grup, bir evin kapısını çaldıkları bir köye rastlayana kadar sabaha kadar yürümüştü. Kapıyı çaldıklarında bir kadın kapıyı açtı ama onları içeri almayı reddetti. Bunun yerine onları yıkık dökük bir ahıra götürdü. Titriyorlardı ve donar vaziyetteydiler. Şahin, çocuğun ölmek üzere olduğunu anlayınca ahırın kapısını kırıp ateş yakmış. İşin sonunda gerek birçok otobüse binerek gerek de yer yer yürüyerek Türkiye'nin batı kıyısındaki İzmir'e ulaştılar. Şahin oradan Avrupa'ya ulaşabileceğini düşünüyordu. "Türk polisi beni üç kez gözaltına aldı ve tehcir kamplarına götürdü. Ancak onlara askeri kartımı gösterdiğimde bana acıyıp gitmeme izin verdiler. İşin sonunda ölüm olsa da Avrupa'ya ulaşana kadar denemeye devam edeceğim."
CNN’den Jessie Yeung ve Yoonjung Seo araştırdı: Kuzey Kore'de büyüyen Kang Na-ra hayatında hiç internet kullanmamıştı. Bugün Kang, videoları milyonlarca insan tarafından izlenen ve 350.000'den fazla abonesi bulunan bir YouTube fenomeni. YouTube videolarının çoğu, Güney ve Kuzey Kore arasındaki farklılıkları bilhassa güzellik normları bağlamında ele alıyor. Kuzey Koreli fenomenler iki ülke arasındaki en güçlü bağ. Bir fenomen "Kuzey ve Güney Kore'yi tek bir ülke olarak hatırlayan nesil yavaş yavaş ölüyor. Güney Koreliler Amerikan halkını Kuzey Korelilerden daha iyi tanıyorlar. Hatta Japonları Kuzey Korelilerden daha iyi tanıyorlar ve tabii Çinlileri de aynı şekilde" diye anlatıyor durumu.
Özbekistan’da düzenlenen Şangay İşbirliği Örgütü Zirvesi’nde Çin ve Hindistan liderleri, Rusya Devlet Başkanı Putin’e yönelik Ukrayna’nın işgali eleştirilerini sıraladı. Hindistan Başbakanı Narendra Modi, canlı yayında “İçinde bulunduğumuz devrin savaş devri olmadığını biliyorum. Bugün barışa nasıl ulaşacağımızı konuşacağız.” dedi. Çin Devlet Başkanı Şi Jinping ise ikili görüşmede Putin’e “Ukrayna konusundaki soru işaretlerini ve endişelerini” iletti.
Bugünlerde hediyelik kupalarda, telefon ekranlarında yazılı "Keep Calm and Carry On"un 70 yıllık hikayesinin vücut bulmuş haliydi. Monarşilerin teker teker yıkıldığı bir dönemde sayısız işgal, darbe ve sömürüyle tüm dünyanın nefretini toplamış bir krallığın başına geçti, ülkeyi yakan top oyununun ortasında, dokunmadan yönetti. Selefleri gerçek anlamda “imparator ve imparatoriçe”ydi ama onun misyonu büyük imparatorluğun bir uluslar topluluğuna doğru geri ama sağlam çekilişine donuk, sessizce, mütevazı bir şekilde önderlik etmekti. Yakın çevresi skandallarla defalarca çalkalansa da, Ikinci Elizabeth tarihe no-drama queen olarak geçmeyi başardı.