Ali Bayramoğlu ile Bugünler’de bu hafta: “Erdoğan’a rasyonel gelen topluma öyle gelmese de sahnedeki oyun devam ediyor, kervan da yürüyor. Nedir bu kervan? Milleti hapse atıyor, kayyımlar atıyor, başkanları tutukluyor, gözaltına alıyor ve bir otoriter hamle kanunları kullandığı oranda da banalleşmeye, sıradanlaşmaya başlıyor. Bu ortamda Erdoğan’ın elini güçlendiren, otoriterleşmeyi maskeleyebilecek bir gelişmede dış politik sahada yaşanıyor. Türkiye’nin global güç olması, bu global güç olma halini Erdoğan'ın şahıs olarak taşıması kanaatiyle kuşatılıyor.”
Siyaset bilimci ve yazar Mümtazer Türköne, “Cemaat”in de PKK gibi kendini feshetmesi tartışmaları ve barış sürecini Serbestiyet kanalında değerlendirdi: “’Cemaat’ kendini feshetmeli. Hiyerarşisi ve tepesinde emir komuta eden bir heyetin olduğu bir yapı her şeye açık hale geliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin perspektifinden bakarsanız, böyle bir yapı yabancı servislerin operasyonlarına da açık bir malzeme oluşturur. (Barış süreci) İnfaz düzenlemesindeki yalpalama, sürecin nasıl yürüdüğüyle ilgili fotoğraf veriyor. Sürecin yürümesi için hukuka dönüş gerekli. İktidarın araçlarını kaybedecekleri için ayak diriyorlar.”
"Sykes Picot eleştiren ABD Büyükelçisi gördük. ABD, Şam yönetimine destek verdikçe, yaptırımlar kalkıp, elektrik sorunu çözüldükçe, Şam-SDG anlaşması ilerliyor. SDG meselesi hal yoluna girdikçe Türkiye’deki çözüm süreci ivme kazanıyor… Hala PKK’nın silah bırakmadığına inananlar, müttefiki MLKP’nin PKK’yı eleştiren açıklamasına bakabilir… PJAK, İsveç merkezli kanala konuştu, PKK sitelerinde haber bile olamadı. Bese Hozat, 'Öcalan, İsrail’in değil Türkiye’nin tarafını seçti' dedi… Muhalifler, DEM Parti’yi muhalefete ihanetle suçladıkça Kürtleri kaybediyor… ‘İmamoğlu hapisteyken gündem süreç olamaz’ diyenler, süreç başladığında Demirtaş’ın 8 yıldır hapiste olduğunu unutuyor… Anayasa tartışması açıldıkça AK Parti ve CHP ideolojik bir yüzleşme yaşamak zorunda kalacak."
Cübbeli Ahmet vefat eden Şeyh Mahmut Ustaosmanoğlu için kabrinde yaşıyor ve onunla görüşüyoruz bizi o yönetiyor dedi. Tepkilere ve tartışmalara neden olan konuşmaya karşı bölünen tarikatın diğer yakasında kalanların yapabileceği bir şey yok. Çünkü tüm taraflar zaten İslam’ın temel inançlarından ve delil çerçevesinden bağımsızlaşan subjektif bir alanda tartışmayı yürütüyorlar. Rabıta, Nakşibendiliğin 19. yüzyıldaki önemli isimlerinden Halid-i Bağdadi tarafından sistematize edildi. Müridin günlük olarak şeyhine odaklanarak meditasyon yapması demek. Dolayısıyla kime rabıta yapılıyorsa onun şeyhlik otoritesinin devam ettiği anlamına geliyor.