Gazeteci Oral Çalışlar, 2015’teki vefatından birkaç yıl önce evinde ziyaret ettiği Erdal İnönü’ye, Başbakan Yardımcısı olduğu 1993’te meydana gelen Sivas katliamına neden erken müdahale edilmediğini sormuştu. İnönü, Çalışlar’la zamanında aynı soruyu sorduğu bir MİT yetkilisinin cevabını paylaşmıştı: “Bazen bazı hareketlerin gazını almak için olayların gelişmesi kendi haline bırakılır.”
Çin Komünist Partisi, 100. yıldönümü için iktidar medyasının amiral gemisi Sabah’a haber formatında hazırlanmış tam sayfa ilan verdi. “Çin Komünist Partisi’nin 100 Yıllık Şanlı Tarihi” başlıklı ilanda Çin devleti propagandası yapılıyor, “Çin'in Türkiye ile ilişkilerini adalet ve insanlık temelinde geliştirmeyi hedeflediği” söyleniyor. Daha önce de Çin Büyükelçiliği Hürriyet, Cumhuriyet ve Aydınlık’a ilanlar vermişti.
Sakarya’da üzerinde Sedat Peker’in resmi ve “Reis Sedat Peker” yazılı boya sandığı ile yıllardır ayakkabı boyacılığı yapan Sinan Ateş polis baskısı ile boya sandığındaki Sedat Peker fotoğraflarını kaldırdı, yerine Alaattin Çakıcı’nın fotoğraflarını astı. Sinan Ateş: “Reisimden özür diliyorum. Polisler beni üç kez aldı. Tabelayı sökmemi istediler. Boş gezmemek için böyle yaptım. Çok sevdiğim diğer reisimiz Alaattin Çakıcı’nın resimleri ile gezeceğim.”
200 yıllık Validebağ Korusu’nu yeni bir projeden korumak için mahalle halkı yine nöbette. Bu kez Üsküdar Belediye Başkanı, “Bir metreküp beton dökmeyeceğiz, 7 bin ağaç dikeceğiz, yalnız doğal malzeme kullanacağız" diyor ama projede yer alan 88 bin metrekarelik alana saha çimi döşenmesi; elektrik direkleri, gözetleme kulesi, seyir terası, bisiklet yolu yapılması mahalleli için korunun habitatının bozulması demek. Korudaki çöpleri toplayan, ağaçların bakımını yapan Validebağ gönüllüleri “Korunun park ve bahçe olmaya ihtiyacı yok, projeye ihtiyacı yok, kendi kendini yeniler” diyor.
Boğaziçi Üniversitesi’nde Melih Bulu’nun atanmasına karşı Ocak ayından bu yana süren direnişi kırmak için okulun ağaçlarına bile kameralar takıldı, protestocu öğrencilerin bursları kesildi. Ama geçen hafta kritik bir eşiğe gelindi. Bulu ve atadığı rektör yardımcıları önce kendilerini çeşitli fakülte ve enstitülere vekaleten atadılar. Böylece üniversite senatosunda dört kişi, sekiz oy hakkına sahip oldu. Bu sekiz kişiye yeni açılan Hukuk Fakültesi dekanı ve fakülte temsilcisi de eklenince Bulu’nun senatodan istediği kararı çıkarabilmek için sadece iki oya daha ihtiyacı kaldı. Bu oyları da yeni atanan üyelerle gidermeye çok yakın.