Kosova Başbakanı Albin Kurti’nin Başdanışmanı Prof. Dr. Elvis Hoxha ile Balkanlar, Kosova, Arnavutlar ve Türkiye ilişkilerini konuştuk. Hoxha aynı zamanda felsefeci akademisyen kimliği ile öne çıkan bir entelektüel. Hoxha Türkiye-Arnavut ilişkilerinin Osmanlı’dan günümüze gelişimine ve eksiklerine dikkati çekerken Ankara’nın Rusya ile ilişkilerinin Balkanlardaki elini zayıflattığını düşünüyor.
Siyaset bilimci Doğan Gürpınar ile sosyal medyada “Kanziler” diye adlandırılan seküler milliyetçi gençler üzerine konuştuk: “’Kanzilik’ bir siyasal pozisyondan ziyade bir gençlik alt kültürü. Siyasi tavırları da kültürel kimliklerinin bir dışavurumu. Kendilerini zorda bıraktığını düşündükleri eski kuşaklara ve bunun sorumlusu gördükleri AK Parti’ye, ‘AK Parti’ye payanda olmuş liberaller, solcular, göçmenseverler, woke’lara” karşı bir protest tavır içindeler. AK Parti’nin daha özgürlükçü olduğu dönemde ‘daha fazla özgürlük’ diyen Gezi dalgası çıktı, daha milliyetçi olduğu dönemde ‘daha fazla milliyetçilik’ diyen ‘Kanziler’ çıktı.”
Kobani Davası’nda beraat eden eski HDP milletvekili Altan Tan, çıkan kararları ve dava sürecini Serbestiyet’e anlattı: “Selahattin Bey 42 yıl ceza alırken, partide eş başkanlık yapmış kişiler bu on yılda bir gece nezarette bile kalmadı. HDP'de aynı dönemlerde aynı görevlerde bulunan, aynı şeyleri yapan, aynı ilişkilerde bulunan bazı arkadaşlar beraat ederken, bazı arkadaşlar daha az cezalarla tahliye edilirken, Selahattin Demirtaş başta olmak üzere bazı arkadaşlar 25, 30, 40 yıl üzerinde cezalar aldı. 50 senedir şiddete, teröre, silaha karşı olan Altan Tan, PKK örgüt üyeliği ile yargılandı. PKK adına siyasi kayyumluk yapanlar devletin bilgisi dahilinde yurt dışına kaçırıldı. Ankara’daki derin yapılar bunlara nasıl yol verdi?”
5 tahliye, 12 beraat ve 13 tutukluluğa devam kararının çıktığı Kobani Davası’nda eski HDP eş genel başkanlarından Demirtaş’a 42 yıl, Yüksekdağ’a da 30 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Avukat olan DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, Demirtaş dahil 36 sanık hakkında Yasin Börü’nün de aralarında bulunduğu 6 kişinin ölümü ve diğer yaralanmalara ilişkin beraat kararı verilmesine dikkat çekiyor: “Bütün zorlamalarına rağmen bu protestolarda yaşanan suçlardan bizim partimizin ve arkadaşlarımızın hiçbir bağı olmadığını kendileri de kabul etti. Aslında Kobani davası çöktü. Garip bir şekilde TCK 302’den ceza verdiler. 20 küsur yıl, odur aslında. 302 neydi? Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne karşı eylem yapmaktır. Yani fiil gerekiyor. Saldırı, cinayet vs. Bir yandan işlenen bütün suçlardan beraat veriyorum diyorsunuz. Diğer yandan 302’den ceza verdiğinizi söylüyorsunuz. Aslında kararın kendisi de “Biz bu davayı kurduk. Bu cezayı veriyoruz” diye bağırıyor.
Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF) Başkanı Abdullah İslam: "Türkiye'de 350 bin uluslararası öğrenci okuyor. Ekonomiye katkıları 2,5 milyar-3 milyar dolar. Bu 350.000 öğrencinin sadece 15.000’i devlet burslu. Hakkari dışındaki bütün illerde oluslararası öğrenci var. En az öğrenci Muş’ta, üçte biri İstanbul’da. Bir ilin, bir şehrin demografik yapısı, oradaki insanların meseleye bakış açıları ve şehirleşme, altyapı bunların hepsi bir parametre olarak dikkate alınmalı.”