Ahmed Samih Farag, Mısırlı liberal bir gazeteci ve sivil toplum aktivisti. Mübarek’in devrildiği Tahrir devriminde yer aldı, Müslüman Kardeşlerin adayı Mursi’ye oy verdi. Daha sonra Mursi’yi deviren Temerrüd Hareketi eylemlerine katıldı. Şimdi Türkiye’de yaşayan Farag, 10 yıl sonra Mısır’daki devrim ve darbe sürecini Serbestiyet’e değerlendirdi: “Oyumuzu Mursi’ye verdik. Bize “limon grubu” dediler. Tadı iyi olmayan bir yemeği yemek için fazlaca limon sıkıp kolay yenebilir hale getirirsiniz. Limon grubunun oyu olmadan Muhammed Mursi seçimleri kazanamazdı.” “Müslüman Kardeşler en provokatif eylemi kendi kendine anayasa yapmasıydı. Bu herkeste devrim kaybedildi izlenimini uyandırdı”. “Sisi döneminde artık sadece tek hakkımız var, o da ülkeyi terk etme hakkı.” “Kendinize cennet yarattığınızı zannederken başkalarına cehennemi yaşatabilirsiniz ve gün gelir, burası sizin için de bir cehenneme dönüşür. Yeni nesil, (bizim tecrübemize) kulak verip asla her şeyi sadece kendine alamayacağını öğrenmeli. Ülkenizde herkese yaşayacağı bir alan açmak zorundasınız. Ve bu durumda bir diktatörün iktidara gelip -herkese değil- kendine vatan yaratma ihtimali çok yüksek olur.”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Ahlatlıbel’de aralarında Serbestiyet’in Ankara Temsilcisi Hilal Köylü’nün de olduğu bir grup gazeteciyle buluştu. Kılıçdaroğlu, 2019’da Millet İttifakı çatısı altında CHP’nin kazandığı belediyelerde yine CHP’li isimlerin aday gösterileceğini söyleyerek İyi Parti ile işbirliği kriterinin ne olabileceğine dair ilk kez konuştu: “CHP’li belediye başkanlarının olduğu yerde CHP’li belediye başkanları vardır, devam eder. Bunun ortası olmaz. Her halükarda Ankara’da da İstanbul’da da dominant olan parti CHP’dir. Öyle kabul etmek lazım.” Meral Akşener’in eleştirilerine cevap vermeyen Kılıçdaroğlu; “Öyle bir algı yaratılıyor ki sanki biz sabah akşam kavga ediyoruz. Yok öyle bir şey. Konuşuyoruz birbirimizle. Kanlı bıçaklı gibi bir şey yok” dedi. İmamoğlu’na siyasi yasak gelirse Erdoğan’ın karşısında 100 yıllık CHP’yi, 25 buçuk muhalif seçmeni bulacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, yerel seçim için iddialı konuştu: “Konya da alınmayacak yer değil. İyi bir aday bulursak, başarabiliriz.”
Anayasa Mahkemesi’ndeki kapatma davası süren HDP, bugün kongresini yapıyor. Kapatma riski nedeniyle seçim öncesi HDP’nin kadroları Yeşil Sol Parti’ye geçmişti. Yeşil Sol Parti Batman Milletvekili ve YSK temsilcisi Mehmet Rüştü Tiryaki, bundan sonrasını Serbestiyet’e anlattı: “Biz HDP’yi sonuna kadar koruyacağımızı söyledik. Ve kapatmadık. Varlığını sürdürecek ama aktif siyaset yapmayacak HDP. Siyasal mücadeleyi yürüteceğimiz parti Yeşil Sol Parti olacak.” Tiryaki, Kılıçdaroğlu’nun Özdağ mutabakatına şaşırdığını ve üzüldüğünü söylüyor: “Ümit Özdağ gibi bir kişiliğe bu ülkenin belki de demokrasi eşiğini belirleyecek en önemli kurumlar arasında yer alan İçişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı'nın veriliyor olmasının kendisi rahatsızlık yaratıyor bizde”
Alev Erkilet: “Mevlit şekerinin mevlit paketine dönüşmesi sürecini sadece sosyo-ekonomik seviyedeki değişimle açıklamak doğru olmaz. Burada sadece dindarların değişiminden değil topyekûn bir toplumsal değişimden söz ediyoruz. Tek bir dindarlar ya da sekülerler kategorisi yok aslında. Birbirlerinden sandıkları kadar farklı değiller. Bu iki kümede yer alan bireyler oy verme davranışlarından giyim kuşama, boş zaman değerlendirme etkinliklerinden güzellik anlayışlarına kadar pek çok konuda ortaklaşıyor. Özellikle genç kuşaklar bu iç içe geçme hâlini yetişkinlerden daha keskin bir şekilde yakalıyor ve katkıda bulunuyor. Bizim de onlardan öğrenmemiz lâzım. “Muhafazakârlaşma bütünsel bir sistem olarak dinden, üst-yapısal bir yaşam biçimi dine doğru geçiş sürecidir diyebiliriz. Görünürlüğü vurgulayan, pastanın kendine düşen payını artırmaya çalışan ama mevcudu dönüştürmeyi hedeflemeyen bir bakış açısı. Bence muhafazakârlaşma bir sorundur; Müslümanların tanımlayıcı vasfı değildir.”
Mısır’da 3 Temmuz 2013’teki Sisi darbesinin ve 14 Ağustos 2013’de 1000 insanın öldürüldüğü Rabia Katliamı’nın 10’uncu yıldönümü. Rabia Meydanı’ndaki eylemlerin organizatörlerinden Mısırlı siyasetçi Mahmud Fethi o günleri anlattı: “Mursi halka ‘ordumuz saygındır, ona direnmeyin, benim hayatımın hiçbir önemi yoktur’ dedi. Erdoğan ise halka ‘meydanlara çıkın, bunlar bizim ordumuz değil, orduya ve devlete isyan etmiş bir gruptur’ dedi. “Mursi güçlü ve hükmedebilir bir görüntü verdiğinde insanlar etrafında toplandı; ama zayıflığı ortaya çıktığı anda insanlar ona saldırdı, küfretti”. “Devlete karşı çıkıp sonra sanki temizmiş gibi devletle işbirliği yaparsanız sonunda devlet sizi yiyip bitirir.” “Sisi seni devirecek diye Mursi’ye çok söyledik. Bize hep ‘hayır, o bizim adamımız’ cevabını verdi. “Rabia’da 1000 insanın öldürülmesini planlayanın bizzat Sisi olduğu söyleniyor.” “Sisi’nin 27 Temmuz’da Türkiye’ye geleceği haberleri vardı, ama gelmedi, gelmeyecek de. Çünkü…”