Kuşadası Belediyesi’nin düzenlediği Kuşadası Sokak Festivali’nde Giritlililerin salyangoz yahnisi (hohlus) ikram edilmesine günlerdir hakaret ve tepkiler sürüyor. Yemeği yapan şef Zeynep Tankaş’la konuştuk: “65 yaşındayım, salyangoz yemeğini 100 yaşındayken vefat eden babaannemden öğrenmiştim. Hala da biz Giritlilerin en özel misafire çıkardığımız yöresel yemeğimizdir. Giritliler bu yemeğe hohlus derler. İnsanlar bu salyangozları sokaktan topladığımızı sanıyorlar. Biz sadece 1 Haziran – 15 Ağustos tarihleri arasında doğadan topladıklarımızı yiyoruz. Ağustos’un 16’sında salyangozlara elimizi bile sürmeyiz. 30 kilo yaptığımız söylenmiş ama 50 kilo yaptık ve hepsi 10 dakika içerisinde bitti. Ben bu eleştirileri dikkate almıyorum. Kültürümüzü yaşatmaya devam edeceğim. Açalım Kuran-ı Kerim’i, gerçekten haram diyorsa ben her cezaya razıyım.”
Suriyeli sosyalist, Alevi gazeteci ve siyasetçi Bassam Yousef, Suriye’ye davet edilen Batılı Youtuber ve influencerların çizdiği “Suriye eski günlerine döndü” anlatısına itiraz ediyor: “Suriye devrim öncesine değil, 20. yüzyıl öncesine, yani 1800’lere dönmüş durumda. Elektrik, su, yakıt, gaz, ekmek, yiyecek yok. Suriye halkının yüzde 90’ının günlük kazancı yarım doların altında; yiyecek yemek bulamıyor. Evet, savaş zenginleri var: savaş ağaları, insanların evlerinden hırsızlık ve yağma yapanlar, işlerini alanlar... Onlar sahilde yüzüp eğlenecek, restoranlarda karnını doyuracak tabii. Bunların oranı Suriye toplumunun topu topu yüzde 4’ü eder. Ailem Suriye’nin sahil bölgesinde ikamet ediyor. Mülteciler ülkede kalan ailelerine para yollamasa içeridekiler karınlarını doyuramaz. Suriye’ye elektrik 1920’de gelmişti; ne acı ki 100 yıl sonra halk elektriksiz yaşamaya mahkûm edildi. Bu savaşın en büyük kaybedeninin Aleviler olduğu kanaatindeyim. Ölen çok oldu. Sokakta 25-40 yaş arası genç görmeniz çok zor.”
Bülent Şahin Erdeğer ile Menzil’i konuştuk: “İnsanın inanma güdüsünü sağlıklı bir zemine oturtmazsanız; tarikatlar kapatılmalı dediğinizde, dinî sosyalleşme alanları yeraltına çekilir. İnsanları tıpkı mafyalar gibi gittikçe hukuk dışına ve suça itmiş olursunuz. Bence bu tarz yapılar dinî mafya olarak da tanımlanabilir.” “Menzil’in hastanesi varmış, olabilir. Mesele hastanesi olması değil ama Sağlık Bakanlığı'nı kontrol etmesine izin verilemez.” “Devlet ricali ve Cumhurbaşkanı kendisini muhatap aldığı için ana gövdeyi Saki Erol oluşturacaktır. Diğer kardeşler ise daha küçük kollar olarak devam edecektir; işte Semerkant vs. gibi küçük şeyleri onlar idare edecek, küçük yapılanmalar olarak devam edecektir.”
Türkiye vatandaşı Suriyeli insan hakları aktivisti Taha Elgazi anlatıyor: “Günde en az beş yüz Suriyeli sınır dışı ediliyor. Sınır dışı edilenlerin yüzde 80’ninin geçici koruma kimliği var yani kaçak değiller. Suriyeli sığınmacı İstanbul’da ikamet ediyor, İstanbul’da çalışıyor ama geçici koruma kimliği başka bir ile bağlı. Polis çevirdiğinde ve bu kişinin elinde yol izni belgesi yoksa sınır dışı süreci başlıyor. Aslında hukuken yapılması gereken geçici koruma kimliğini hangi ilden aldıysa oraya göndermek. Altı Afgan, iki İranlı hatta Türk vatandaşı olduğunu anlatamayan bir Urfalı arkadaş bile İdlip’e gönderildi. Göç Başkanlığı Suriye’nin kuzeyini kapalı bir cezaevi gibi görüyor. Sınır dışından önce gönüllü dönüş evrakları imzalatılıyor, herkese gönüllü dönüyorum dediği video çektiriliyor. İktidar önceden “muhalefet baskı yapıyor” diyordu. Şimdi muhalefet sessiz. İktidarın şimdiden belediye seçimleri için, özellikle İstanbul ve Ankara için propaganda yaptığını düşünüyorum.”
Öğrenci gazetesi tarafından yazdığı akademik makalelerdeki veri hataları ortaya çıkarılan Stanford Üniversitesi rektörü Marc Tessier-Lavigne, dün rektörlük görevinden istifa ettiğini açıkladı. Rektörden hatalı bulunan çalışmalarını düzeltmesi ve yayınladığı dergilerden çıkarması istenmişti.