Bolu’nun 2004-2019 yılları arasındaki AK Partili Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Serbestiyet’e konuştu: “2007 yılında bizden rapor alınıp alınmadığını bilmiyorum. Bolu Belediyesi’nin itfaiyesi çok iyi olduğu için çok ciddi bir inceleme yapıp o raporu vermiştir. Sorumlu öncelikle tabii ki otelin sahipleri. Denetim konusunda birinci sorumlu Kültür ve Turizm Bakanlığı, ikinci sorumlu İl Özel İdare. Bolu Belediyesi ise bu olay özelinde sorumlu. Yangın ihmallerini tespit edip de ‘Başvuruyu çektiler, yetkimiz yok. İhmaller olan binanın bir kısmına yangın yeterlilik raporu verdik’ diye bir savunma olamaz. Benim döneminde olsa ihmallerin tespit edildiği oteli yok ederdim. Ben geçim sıkıntısı çeken arabası olmayan bir eski belediye başkanıyım. Kim var benim gibi?"
Ali Bayramoğlu ile Bugünler’de bu hafta: Bugün meselenin sıkıştığı yer Rojava. YPG'ye, Kürt aktörlerine bir alan açılması ve bunu Türkiye’nin kabul etmesi esas mesele. Ama işte bu hususta işler gergin. Hakan Fidan, Türkiye'nin PKK oradan çekilmedikçe Amerika'ya rağmen müdahaleye kararlı olduğunu söylüyor. Amerika ve Türkiye arasında görüşmeler, pazarlıklar devam ediyor. Özetle işin açılış kısmındayız hala ve bir belirsizlik sürüyor.
Saadet, Gelecek ve DEVA partilerinin ortaklığıyla oluşan meclisin yeni grubu Yeni Yol, TBMM’de ilk grup toplantısını yapıyor. DEVA Genel Başkanı Babacan, Yeni Yol’u “siyasette güçlü ve güvenilir tercih” olarak tanımlarken, partisinden AK Parti’ye katılım olacağı iddialarıyla ilgilenmediğini söyledi: “Partimizden ayrılanlardan AK Parti’ye katılım olursa beni şaşırtır. Ayrıca arkadaşlarımızdan AK Parti’ye katılım olursa üzüntüm kat be kat artar. Siyaset sırf iktidar ve güç için yapılmaz. İlkeler ve değerler için yapılır.”
Silivri Selimpaşa’da Uygur İlim Marifet Vakfı’nın etüt merkezinde çalışan Ahmet Kader’in (57) yaşları 6 ile 12 arasında değişen 7 Uygur kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu ortaya çıkmıştı. Mağdur çocuklardan birinin babası Abdülhekim Gazi, Serbestiyet’ten Onur Erkan’a konuştu: “İstismarcı Ahmet Kader’i ellerimle yakalayıp devlete teslim ettim. Vakıf yöneticileri Habibullah Küseni ile Abdürrahim Teşna’nın kendisinin kaçmasına yardım ettiğini itiraf etti. Hem onun hem de ona yardım eden vakıf yöneticilerinin cezalandırılmasını istiyorum. Vakıf yöneticileri, ‘Çocukları sadece öpmüş, şikayetçi olmayın kendi aramızda çözelim’ dedi.”
Oral Çalışlar, Cumhuriyet Gazetesi’nde çalıştığı 92 ve 93 senelerinde, Abdullah Öcalan ile Lübnan, Bekaa’daki dairesinde yaptığı görüşmeyi Serbestiyet’e anlattı: “Gündelik siyaset, Alevilik, kadın hakları, eşcinsellik, İslamiyet dahil birçok konuda sabaha kadar süren bir görüşme yaptık”, “Öcalan’ın yanından ayrıldığımda Özal’ın öldüğünü öğrendim. Ardından Öcalan’a haber vermek için aradığım da bana ‘Osmanlı’da oyun çoktur. Onu zehirlemişlerdir’ dedi. “Öcalan’a ‘Bir gün bu mesele çözülür barışa kavuşursak, sivil biri olarak Türkiye’ye dönüp milletvekili olmayı düşünür müsün?’ diye sordum. Öcalan “Bir devrimci bu düzene intibak edemez. Bir devrimci ancak karşılıklı kırıp dökmeler ile yeniliklere yol açar’ dedi. Oldukça ihtilalci bir cevap verdi. Şimdi sorsam böyle konuşmaz diye tahmin ediyorum”