Siyaset bilimci Doğan Gürpınar, Saraçhane protestolarında öne çıkan Z kuşağı eylemciler ve Gezi Parkı ile Saraçhane eylemlerinin farklılıklarını Serbestiyet kanalında değerlendirdi: “Saraçhane’deki genç kitle, ağırlıklı olarak kendini Atatürkçü diye tanımlıyor. Atatürkçülük, birçok genç için kendini özgür hissettiği bir yerde yaşamanın kod adı. Onun bildiği siyasal lügatte bunun karşılığı Atatürk. Şu an Atatürkçüyüm diyen gençler için 30’ların, tek parti döneminin herhangi bir anlamı yok.”
Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor’da bu hafta: Bence Putin, Trump’ı oyalıyor, zaman kazanıyor. Varılması istenen ateşkes anlaşması ise enerji kaynaklarına saldırı olmasın diye şekilleniyor. Böyle bir ateşkes tutmaz. Trump da yavaş yavaş anlıyor ki Putin’e yaltaklanarak bu işi bitirmek mümkün değil. Rus lider tecrübeli, dişe diş müzakere etmek gerekiyor. Oysa Trump işe fazla yumuşak başladı, Rusya’yı sevdiğini söyleyerek. Putin’i överek başladı ama bu, onu yumuşatmaz.
İsrailli yerleşimcilerin Filistinlilere baskılarını anlatan Oscar ödüllü "No Other Land" filminin yardımcı yönetmeni Hamdan Ballal, Batı Şeria’da İsrailli yerleşimcilerin saldırısına uğradı. Filmin İsrailli yönetmeni Yuval Abraham: “Bir grup yerleşimci, filmimizin yardımcı yönetmeni Hamdan Bilal'i linç etti. Onu dövdüler ve kafasında ve karnında yaralar var, kanıyor. Askerler çağırdığı ambulansa baskın düzenledi ve onu aldılar. O zamandan beri kendisinden haber yok.”
Ali Bayramoğlu ile Bugünler’de bu hafta: 15 Temmuz 2016’daki askeri darbe girişiminin ardından kurulan siyasi rejim, kurumsal açıdan zaten son derece antidemokratik nitelikler taşıyordu. Ancak bugün gelinen noktada, bu yapının ötesine geçildiğini ve fiili uygulamalarla rejimin daha da otoriter bir nitelik kazandığını söyleyebiliriz. Son gelişmeler Türk siyasi tarihine geçecek bir demokratik kabus tablosudur ve bunu açıklamak, gerekçelendirmek hiç de kolay değildir.