16 Kasım 2021’de İzmir’de uyurken öldürülen 1’i çocuk 3 Suriyeli’nin katili Kemal Korukmaz, 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Tüm dava sürecini izleyen Taha Elgazi kararı Serbestiyet’e değerlendirdi: “Türkiye’de idam olmadığı için 3 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası iyi bir karar olarak karşılandı”, “Suç sonunda bir nefret suçu. Katilin cinayeti işlemeden önce söyledikleri var, tanıklar var. Üç Suriyelinin uyurken öldürülmesini bir adi cinayet olarak görmek adaletin bir parçasını eksiltiyor. Nefret saikine bağlanmak istenmiyor çünkü diğer davalarda da emsal olabilir.”
Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor’da bu hafta: “Adalet Divanı’ndan soykırım kararı çıkması giderek daha da kesinleşiyor. Çünkü Roma Hukuku’ndan gelen bir kavram var: Medeniyetin vicdanı. Eğer Adalet Divanı “Bu bir soykırım değildir” derse ağırlığı tamamen kaybolur ve bundan böyle işlevsiz olur. ABD ile ilişkilerde ipler Netanyahu’nun elinde. Biden seçim sebebiyle fazla hareket edemiyor. İki devletli çözüm fikrini kabul edenlerin sayısı ise artıyor. Hatta dört Avrupa üyesi “Biz Filistin devletini tanımaya hazırız” dedi. Bu önemli bir gelişme çünkü Filistin devleti ne kadar çok tanınırsa iki devletli çözüm o kadar yerleşir.”
Karabük Üniversitesi’ndeki Afrika ülkelerinden gelen öğrencilerin şehirde yaşayanlara AIDS bulaştırdığı söylentisi ile başlayan yeni ırkçı dalgayı ve Türkiye’deki Afrikalı öğrencilerin durumunu Bizim Afrika Platformu Genel Koordinatörü olan, Türkiye’de siyaset bilimi okumuş, halen İslam Konferansı Teşkilatı’nda uzman olarak çalışan Togolu Farukou Mintoiba anlatıyor: “Türkiye’de 55 Afrika ülkesinden 60 bin üniversite öğrencisi okuyor, bunlardan 3 bin 700’ü sınavlar sonucu burs alıyor, diğerleri kendi imkanlarıyla okuyor. Türkiye’de Afrika denince tek bir ülkeymiş gibi algılanıyor. Oysa 55 farklı ülkeden oluşan koca bir kıta. Her ülkede açlık ya da savaş yok. Türkiye’ye Afrika’dan gelen öğrenciler açlıktan ya da savaştan kaçan düzensiz göçmenler değil. Afrikalı öğrencileri cinsel obje olarak görenler kendi zihinlerindeki sapkınlığı yansıtıyorlar.
Münevver Aktaş, Japonca Dili ve Eğitimi mezunu. Hem Japonca hem İngilizce mütercim tercümanlık yapıyor, Japonca öğretmeni. Marmaray Projesi’nde Japonca tercümanlığı yapmış. Marmaray’da Asya ve Avrupa birleşirken aynı projede çalışan eşiyle tanışıp evlenmiş. Şimdi CHP’nin yüzde 70 oy aldığı Beşiktaş’tan HÜDA PAR’ın belediye başkan adayı. Rakiplerinden biri CHP, diğeri “Türban laikliğe aykırıdır” diyen Nasuh Mahruki. Aktaş, Beşiktaş’ta yaşadıklarını Serbestiyet’e anlattı.
Küçük Meseleler’de bu hafta Etyen Mahçupyan ve İsmail İçen inancı konuşuyor: “Canlılarda bilincin ileri bir aşaması sadece insanlarda var: zaman algısı. Zaman algısı, gelecek algısıyla kuşkular ortaya çıkıyor. Kuşku adaptasyonumuzu bozuyor. Hayatta kalmanız lazım. Sizin sınırlarınız bir yerde bitiyor. Gelecekle ilgili sağlam bir öngörüde bulunmanız mümkün değil. Yani bilinç oraya çıktığı için gelecek endişesi ortaya çıkıyor, o endişelere cevap vermek için de bizi aşan bir takım işaretlere bakmaya, güçlere dayanmaya çalışıyoruz. İnançların kökleri bu. Bu zihinsel bir ihtiyaç. Yoksa din üzerimize boca edilen bir şey değil. Dinler kainatı, ölümü anlayacağımız bir bağlam veriyor. Din gibi bilim de bir hikaye anlatıyor.”