Yazarlar

Meğer bunu da yazalı sadece bir buçuk yıl olmuş

Yukarıda soldaki resim, Londra Kalesi’nde 1535’te Thomas More’un, 1540’ta Thomas Cromwell’in son nefeslerini verdiği sehpanın kurulduğu yeri; sağdaki resim, hormonlu ve GNO’lu çağımızda unutmaya yüz tuttuğumuz “gülden güzel kokan” Arnavutköy çileğini gösteriyor.

Duygusal yatırımlarımız ve patika bağımlılığı

Serbestiyet’te Halil Berktay “ben de bir troldüm” başlığıyla bir yazı yazdı. Başlığının vadettiği konuyu bu kadar ince işleyen, bu kadar az sözle bu kadar...

Justin Trudeau ve Fahrettin Altun

Başkalarının utancını kendi utancını gizlemek için kullanmak klasik bir devlet refleksi, hepimiz bunu biliriz. Başkalarının utancını kendi utancıyla yüzleşmenin aracı olarak kullanan bir devleti ise hayal etmek bile güç. Geçtiğimiz günlerde Amerika’nın utanç sahnesi üzerinden bu iki tutumun iki somut örneğini tecrübe ettik.

Sıradanlaşan işkence (*)

Düşünün; polis, yakaladığı birine işkence yapıyor, işkenceyi kayda alıyor ve kaydı da kendisini bağlı hissettiği bir siyasi partinin milletvekilinin danışmanına gönderiyor. Milletvekili danışmanı da bu kaydı hiç çekinmeden yayınlıyor, hattâ övüyor. Başlarının hukuken bir belaya girmeyeceğinden eminler. Yaptıklarını gizleme gereği duymuyor ve işkenceyi bütün toplumun gözüne sokmaktan imtina etmiyorlar.
- Advertisement -

Nâzım ve döneminin trolleri

Yukarıda solda, yazarlığının yanısıra hem sayısız defa görüş, ideoloji, patron, dergi, gazete ve parti değiştirmesiyle, hem de bu virajlara eşlik eden kavgacılığıyla ünlü Peyami Safa. Sağda, Nâzım’ın “Galatasaray’ı dönünce orda” diye tarif ettiği, Nuri Cemil’in belki 1920’lerin sonları veya 30’ların başlarında “bir gece eşiğinde sızdığı” İş Bankası Beyoğlu şubesinin bugünkü görüntüsü.

En Son Çıkanlar