AYM hukukun dışına çıkarak siyasî kararlar alırken, Erdoğan da tersten, 1128’ler bildirisi olayına tepkisinde görüldüğü gibi, kendini siyasî eleştiri ve mücadeleyle sınırlamayıp hukuk alanına taşma hatâsını işliyor.
Ben; dominant bir politika üreticisi olarak Erdoğan’ın, kararlarında en güçlü motivasyonun ulusal çıkarları koruma kaygısı olduğundan kuşku duymuyorum. Fakat küresel güçlere meydan okuyabilir olması; etkili ülkelerden gelen tepkileri umursamaması, bir politik iradeyi “milli ve yerli” yapmaya; ulusal çıkarların en rasyonel temsilcisi saymaya yetmez.
Her insanın ‘unutulma hakkı’ vardır. Arama motorlarında bıraktığımız sanal ayak izlerinin silinmesini talep etmeye hakkımız vardır. Bir müşteri değil insanız biz.
Hükümet programında ifade edilen “Alevi vatandaşlarımızın inanç ve kültür temelli talepleri karşılanacaktır” vaadini bir an önce hayata geçirmek, içte ve dışta oluşturulmak istenen özgürlük ve demokrasi karşıtı bir İslamcı parti imajını etkisiz kılmakla kalmaz; kuşatma için kullanışlı zemin doğuran kutuplaşmayı da hafifletir.