Cenaze, 40 yıllık örgütün onca çağrısına rağmen aylardır Diyarbakır’da toplayamadığı en büyük kalabalıktı. Eğer devlet bu sessiz direnişin sesini duyarsa, onunla konuşmaya başlarsa bu cinayetin failleriyle hesaplaşırsa bir daha da asla toplayamayacağı bir kalabalık...
Tahir Elçi’nin eşinin “kocamın katili PKK’dir” diye ağladığına dair haberin önemi, hatta haber değeri yok elbette; tıpkı “devlettir” demiş olsaydı başkalarının önemsemeyeceği gibi.
Aslında meselenin ne olduğunu herkes biliyor: Rusya’nın IŞİD’le mücadele etme gibi bir niyeti yok. Bu kisve altında Esad’ın ve kendisinin bölgede kalıcı hale gelmesini garanti etmeye çalışıyor. Nitekim Çeçen terörist gruplar IŞİD içinde savaşırken Türkmenlerin arasında Çeçen aramaları mizahi bir durum.
Daha bir hafta önce başka yerlerde olan bitenler Nusaybin’de de tekrarlanınca Tahir Elçi’nin başında olduğu Diyarbakır Barosu ve Mardin Barosu ortak açıklama yaparak ilk kez sadece sokağa çıkma yasağı uygulayan devlete değil örgüte de seslenmişlerdi: “Bu operasyonun gerekçesi olan o bölgedeki yasa dışı silahlı grupların, silahlı faaliyetleri ve çokça konuşulan hendek, barikat gibi uygulamalar bir an önce sona ermelidir...”