1128 öğretim elemanının imzaladığı bildiriyi bilgi, fikir, düşünce, tahlil ve sonuç planında külliyen hatâlı buluyorum. Hattâ içinde herhangi bir doğruluk kırıntısı göremiyorum desem yeridir. Madalyonun diğer yüzünde (1) bunları düşünmek ve söylemek de bir hak, demokrasinin bir parçası ve (2) herhangi bir suç içermemekte. Siyasi bakımdan sakat ve alenen eleştirilebilir olmayı, hukukî açıdan suçlanabilir olmakla karıştırmamak lâzım. İnsanlığın tüm düşünce ve bilim tarihi, ilerleme uğruna “yanlış” saydıklarımızın da serbestçe ifade edilmesine olanak tanımak gerektiğine işaret ediyor.
Son yaşananlar ya bir mezhep savaşı, ya da bölgede iki ülke arasındaki bir alan savaşına tekabül ediyor. İki aktör de sevimsiz ve anti-demokrat olduğuna göre bu mevzi savaşında Türkiye'nin yeri olmamalı.
Birçok oportünist niyetlerini saklı tutmayı becerdiğini sanarak yaşıyor. Bunu beceremediğini hissettiğinde ise sinip gizlenmekle daha ‘cesur’ olmak arasında gidip geliyor.