Nazım’ı mutlu eden şey bizi mutsuz ediyor; Nazım’a eğlenceymiş gibi görünen şey bizim gerilim nedenimiz. Devir mi değişti? Elbette ki. Artık futbolun bir takım olarak temaşa sanatı olarak algılandığı günler çok gerilerde kaldı.
Devlet ve devlete köleliği merkez aldığı için “merkez medya” sıfatını gururla taşıyan endoktrinasyon/sansür/yasak basını, toplumsal düşünce hayatımızın her köşesine bu mayınları döşemişlerdi. Üstüne basarsanız uçardınız. Hem de üniformalılardan önce siviller uçurabilirdi sizi.
Örgüt Yüksekova ve bölge halkının tutumundan memnun değil; “yaz olsun siz görürsünüz, cezalar başlayacak” diyor. Halktan destek görmüyorlar; bu da onları fazlasıyla rahatsız ediyor. Bir yandan, ilk kez halk örgütü sorgulamaya, yanlışlarını söylemeye, halk üzerindeki baskısını konuşmaya başladı. Fakat ilginç olan, devlet de halktan uzaklaşmış, sadece rutin işler dışında bağını koparmış gibi duruyor.
1921 Anayasasında yemin yoktu; ilk 1924 anayasasıyla bir yemin metniyle tanıştık ve bu metin, her askeri darbe ve her askeri anayasa ile birlikte biraz daha katlanılmaz oldu.