Kobani bahanesi ile ölüme itilen ve kasten vahşice öldürülen 50 kişi ‘konu dışı’ olarak görülüyor, ama Gezi sırasında yaşananlar bir dinsel ritüel duygusu içinde yad ediliyor. Demirtaş’ın 6-8 Ekim’de bilerek ya da bilmeyerek, sebep veya alet olduğu cinayetler yok sayılırken, Erdoğan’ın Gezi’deki sert tutumu onu ‘katil’ yapabiliyor.
Cenazeye saygı da saygı duyana saygı da yine İslam’ın erdemleri arasında. Hz. Muhammed’in tanımadığı insanların cenazelerine saygıda kusur etmediği önünden geçen bir cenazeye saygı için ayağa kalktığı gözden kaybolana kadar sessizlik içinde izlediği rivayetten öte bir aktarmadır/doğrudur.
Instead of objectively reporting the context for the AKP’s attempts to renew, rearrange, and impose transparency on state institutions, the Western press has engaged in an increasingly shrill and hysterical campaign against it. Instead of providing reasoned, constructive criticism, an all-out, nearly unanimous campaign to demonize Tayyip Erdoğan and the AKP has been initiated.
Ankara Katliamı, sadece yaklaşan seçimleri hedeflemenin ötesinde, yeni bir karanlık dönemin yollarını döşemenin ihtiyaç duyduğu dehşeti de ifade ediyor olabilir. Tıpkı yakın tarihimizdeki başka bazı felaketler gibi.