“Sezonun daha başları, yazdan kalma bir sonbahar günü, limon gibi bir hava var. Maçımız Denizli ile. (…) Bağırış çağırışlar, birbirine takılmalar, yer bulma tartışmaları, arada küçükten gerginlikler, folklor gösterileri derken başlama anı yaklaşıyor. Meşin yuvarlağın dönmesine az bir süre kala, şal û şapik giymiş baş amigomuz koltuklarına aldığı iki horozla orta sahaya doğru ilerliyor. Malum, Denizli’nin amblemi horoz; bakalım günün sürprizi ne getirecek!”
Mısır’ın ve Arap dünyasının efsanevi lideri Cemal Abdülnasır’ın damadı Eşref Marvan Mısır ve İsrail arasında çalışan çift taraflı bir ajan mıydı? Muammayı, hakkında yazılan kitap (2016) ve Netflix belgeseli de çözemedi. Bilinen gerçek şu ki, Marvan bugün hem Mısır’da hem İsrail’de bir “kahraman” olarak anılıyor.
Şöyle düşünebilirsiniz: İşsiz binlerce genç kaldırımları -elde sigara- arşınlarken, işsizlikten aileler dağılır gençler intihar ederken, sokak röportajından insanlar tutuklanırken sigara yasağını mı dert edineceğiz? Etmelisiniz. Yasakları normalleştirirsek yarın sokakta dans etmenin, ağız dolusu, katıla katıla gülmenin yasaklanmayacağının garantisi var mı?
Berktay eleştiri olarak Osmanlı’da o dönem görünen davranış kalıplarının Batılı ülkelerde de olduğunu söylüyor. Tarihle ilgili herhangi bir meraklı ve düzgün okuyucunun haliyle bildiği basmakalıp bir tespit. Ben Osmanlı’da olan başkalarında yok demiyorum ki… Beş yüz yıl önce Osmanlı’da olan nasıl bizde hala değişmeden var oluyor diye soruyorum.