Türk ekonomisi hızla toparlanıyor mu, yoksa uzunca süredir hasıraltı edilen sorunların oluşturduğu basınç artık kontrolden hepten çıkma noktasına mı varıyor? Esasında bakılan yere göre her iki yaklaşım da yanlış sayılmaz; bu cevap tatmin edici gelmeyebilir ama tablo gerçekten de böyle.
Gazete Duvar’ın haberine göre Z kuşağı Kürt gençleri ağabeylerini yanıltacak gibi. Kürt siyaset elitlerinin yıllardır söylediği “Bizden sonra daha radikal kuşak gelecek” söylemlerinin aksine daha uzlaşmacı tavır sergileyip, daha Türkiyeli bir profil arz ediyorlar. Kariyer ve geleceklerine dair planlama yapıyorlar.
Yazarımız İzzet Akyol, dün birinci bölümünü yayımladığımız yazısının ikinci bölümünde Türkiye’nin döviz sorununa bakıyor: “İktidarın döviz rezervlerini eriterek döviz kurunu zapt-ü rapt altına alma stratejisi, gerçekte, döviz kuru üzerindeki baskıyı arttırarak maksadının tam tersi bir sonuç üretmektedir.”
İstanbul Sözleşmesi’nin ahlaksızlığa neden olduğunu iddia edenler, kınından çıkarılan kılıçlar gibi zamanı geldiğinde sandıklardan çıkarılan hakiki fikirlerin toplumda muhafazakarlara karşı nasıl bir güvensizlik yarattığını, güç ilişkilerine göre bu pozisyon değişimlerinin kamusal ahlaka nasıl kalıcı zararlar verdiğini pek umursamıyor.