….
Dünyanın en iyi tenisçisi, evet.
Çok yakın zamanda da bu spor dalının gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu olacak. 34 yaşındaki Novak Djokoviç, kariyerine 20 grand slam kupası sığdırmayı başardı. Kariyerine sıkıştırmayı başardığı bir başka başarı da milyonları kendine düşman etmesi.
Özellikle de Avustralyalıları…
Zaten pandeminin en başında, her gün binlerce kişi hayatını kaybederken, henüz geliştirilmemiş aşıyı yaptırmayacağını açıklayıp üzerine bir de Belgrad’da tenis turnuvası düzenlemişti. Sosyal mesafe kurallarının uygulanmadığı turnuvaya katılan herkesin koronavirüs kapması Djokoviç dışında kimse için sürpriz olmadı.
Yüzlerce gün tam kapanma uygulanan Melbourne’da sıfır vakaya ulaştıktan sonra yetkililer geçen 2021’in Şubat ayında Avustralya Açık’ı düzenledi. Aşılama henüz başlamadığı için iki haftalık otel karantinasından geçen tenisçiler turnuvaya katıldı. Geçen yıl erkeklerde Djokoviç 9. kez kupayı kazanma başarısını gösterdi.
Ancak aşılamada birçok bölgede yüzde 90 çift doz seviyesini geçen Avustralya’da bu yıl karantinadan çok aşılamaya önem verildi. Ve aylar öncesinde Novak Djokoviç’e, onuncu kez Avustralya Açık’ı kazanmak istiyorsa, çift doz aşı olması gerektiği kesin bir dille söylendi.
Geçtiğimiz aylarda Avustralya Açık hakkında en büyük tartışma konusu Sırp tenisçinin çift doz aşı olup olmayacağıydı.
Djokoviç’in onuncu kez Avustralya Açık’ı kazanması sadece kendisi için değil tenis tarihi için önemliydi. Onuncu Avustralya Açık kupası, 21 grand slam anlamına geliyor ki, bu da 20’şer grand slamleri olan Rafael Nadal ve Roger Federer’i geçip tenis tarihinin tartışmasız en iyisi olması demek.
Gelgelelim kendisi aylar boyunca aşı durumunu açıklamayı reddetti. Oldum demedi, olmadım da demedi… Djokoviç ile Avustralya arasındaki sinir savaşı bu haftaya kadar sürdü.
Ta ki Djokoviç sosyal medyadan bavullarıyla paylaştığı pozun altına, aşılanmaya karşı tıbbi muafiyet aldığını ve Avustralya’ya doğru yola çıktığını yazana kadar. İşte kıyamet burada koptu!
Şu poza bakan herkes Djokoviç’in pandemiyi, aşıyı, milyonlarca Avustralyalının çektiği sıkıntıyı, acıyı ve zorlukları umursamadığını, bilakis bu umursamazlığını da insanların gözüne sokmaya çalıştığını görür.
Kimse Djokoviç’in Avustralya Açık’ta yaşayan bir efsane olduğunu tartışmıyor. Sorgulanan bu başarılı raketin insani duyguları…
262 gün karantina uygulandı!
Avustralya COVID-19 normalini çok yakın bir zamanda, yani Omicronla beraber yaşamaya başladı. Ondan önce ülke tüm sınırlarını giriş- çıkışlara kapatmıştı çünkü. Yaklaşık 2 yıldır mahalleler arası, eyaletler arası, ülkeler arası ailesini, eşini, dostunu görmeye gidemeyen insanlar oldu. Değil görmek, annesinin, babasının cenazesine gidemedi.
Çift doz aşılanmada yüzde 90 seviyesine ulaşılınca kapılar açıldı. Aralık başında ülkede toplam günlük vaka sayısı bin civarındaydı. Ancak 2022’ye girdiğimizde vaka sayıları 10 bini geçti. Yeni yılın altıncı gününü yaşadığımız bugün ise toplam vaka sayısı 70 bin. Ülkedeki test, ambulans ve hastane kapasitesinin sınırları zorlanıyor. Tüm gün test olmak için bekleyip olamadan evlerine dönenlerin hikayelerini duyuyoruz. Her gün kilometrelerce uzunluktaki test sıralarının yanından geçiyorum. Bugün açıklanan toplam vakanın gerçek rakamların çok altında olduğu konusunda kimsenin şüphesi yok.
Ambulans çağıranların saatlerce beklediğinden bahsediliyor. Yetkililer çok hasta değilseniz ambulans çağırmayın, tele-hemşireyi arayın diyor. Hastanelerde zorunlu olmayan ameliyatlar yine iptal edildi.
Melbourne’da yaşayan bizler dünyada pandemi kuralları kapsamında en fazla kilit altında kalan şehiriz. Benim de yaşadığım Melbourne şehri sakinleri 262 gün geçerli bir neden olmadan evden çıkamadı. Birçok sektörde aşı zorunlu kılındı. Aşı olmak için verilen sürenin sonunda aşı olmayanlara tek şey tavsiye edildi;
“O zaman sektör değiştirin!”
Genel olarak halk arasında bu sert tedbirlere destek var. Pandemi döneminde 2 bin 271 kişi COVID-19’dan dolayı hayatını kaybetti. Binlerce kişinin ölmesini bir başarı olarak göstermek zor ancak Avustralya’nın coğrafi izolasyonunun avantajını kullanarak pandemiyi dünyanın birçok ülkesinden daha iyi yönettiği kesin.
Buraya kolay gelinmedi. Herkesin hayatı etkilendi, herkes çok büyük bedeller ödedi. Yıllardır anne ve babasını, karısını, kocasını, çocuklarını göremeyenler, sevdiklerinin son nefesinde yanında olamayanlar, doğduğu ülkeye giremeyenler, işini kaybeden yüzbinler, psikolojisi harap olanlar ve devletin harcadığı yüz milyar dolarlar…
Tüm bunların karşısında Djokoviç’in gizli saklı yürüttüğü bir süreç…
Djokovic tıbbi muafiyeti nasıl aldı?
Önce Djokoviç’in tıbbi muafiyeti nasıl aldığı sorgulandı. Aşı olup olmadığını söylemeyi reddeden tenisçi aslında tıbbi muafiyetle aşı olmadığını tüm dünyaya açıklamış oldu. Aşı muafiyeti için son derece ağır bir ameliyat geçirmek, geçmişte aşıya olumsuz tepki göstermek, aşı olurken kendisine ve çevredekilere tehdit oluşturacak tepki verme riski yüksek olan zekâ geriliği olması veya son 6 ay içinde COVID-19 geçirmek var. Djokoviç’in 2020’de düzenlediği turnuva sırasında COVID-19 kaptığı biliniyor. Son altı ayda kapıp kapmadığı konusunda bilgi yok.
Bilinen şu; Avustralya Tenis Federasyonu ve Victoria Hükümeti’nin kurduğu iki bağımsız panel, Avustralya Açık’a katılacak binlerce tenisçi ve ekip üyesinden toplam 26 tıbbi muafiyet başvurusu almış. Paneller kimlikleri, vatandaşlıkları ve yaşları gizlenen bu 26 başvuru sahibinden birkaç tanesine giriş için tıbbi muafiyet hakkı vermiş. Bu 26 kişiden biri de Djokoviç. Görünen o ki, son derece bağımsız ve şeffaf bir süreç. Tabii süreci görünce herkes sustu demek hata olur. Hükümet ve tenis yetkilileri arasında Djokoviç’e tıbbi muafiyet verilmesini savunan kimse yok. Tek savunma, uzmanlardan oluşan panelin bağımsız olması.
Djokoviç, Hint Okyasunu’nun üzerinde Avustralya’ya doğru ilerlerken burada yetkililer artan tepki karşısında ellerinden bir şey gelmediğini, tenisçinin tıbbi muafiyet aldığını tekrarlayıp duruyordu.
Sonra dün akşama doğru, panele sunulan belgelerin doğrulanıp doğrulanmadığı sorgulanmaya başladı. Paneller sunulan belgeleri değerlendirmekten sorumluydu. Belgelerin doğruluğunu kontrol etmekten değil.
Sonra de Djokoviç Melbourne’a inmeden kısa süre önce Avustralya Gümrük Komutanlığı Djokoviç’in vizesinde bir “pürüz” olduğunu açıkladı. O anda ilk aklıma gelen şey, Djokoviç skandalına bir “çözüm” bulunduğu oldu.
Gece yarısından biraz önce havaalanına inen Djokoviç’in ekibi gümrükten rahatça geçerken Djokoviç “pürüz” yüzünden önce gözaltına alındı. Açıklamalara göre Djokoviç’e verilen vize tıbbi muafiyet için uygun değildi.
Saatlerce bekletildikten sonra sabah 10 gibi vizesinin iptal edildiği ve yetkililerce sınır dışı edilmek üzere bir karantina oteline götürüldüğü açıklandı. Dünyanın bir numaralı tenisçisinin uçağa binmeden önce gördüğümüz yüzündeki gülümsemenin hâlâ yerinde olup olmadığı konusunda bir açıklama yapılmadı.
O ana kadar konu hakkında hiçbir sorumluluğu olmadığını söyleyen Başbakan Scott Morrison da doğru ve eksiksiz belgelerin toplanması sorumluluğunun Avustralya’ya gelen ziyaretçilerde olduğunu açıkladı.
Morrison, Djokoviç’in tıbben aşıdan muaf olduğunu ispatlayamadığını söyledi.
Djokoviç ve avukatları, karara itiraz ederek, mahkemeye taşıdı. Sonuç Pazartesi günü belli olacak. Buna göre dünyanın 1 numaralı raketinin sınır dışı edilip edilmeyeceğine karar verilecek. Tabii mahkeme süresince karantina otelinde beklemesi gerekiyor kendisinin.
Ülkeye kimin giriş yapıp yapamayacağı kararının Avustralya’ya ait olmadığını düşünen Djokoviç’in babası Srdjan, oyuncunun taraftarlarının sokaklara döküleceğini söyledi. “Bu sadece Novak için değil, liberal dünya için bir savaş” dedi.
Sırp Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçic ise sosyal medyadan paylaştığı mesajda tüm diplomatik yolları kullanarak tenisçiye destek olacağını söyledi. “Novak’a tüm Sırbistan’ın arkasında olduğunu söyledim” dedi.
Şahsen ben Avustralya Açık’ta Djokoviç’i görmek isterdim. 10’uncu kupasını kaldırmasını görmek için değil de, oynadığı tüm maçlarda görmem muhtemel olan renkli sahneleri takip etmek için..
Halen arka planda pazarlıkların döndüğü muhakkak ancak yüzü gülen bu tenisçinin Avustralya Açık’ta oynamasını sağlayacak cesarette olan Avustralyalı politikacı olduğunu da hiç sanmıyorum.
Djokoviç 21’inci grand slam kupasını kaldırma planları ise başka bahara kaldı. Zaten dönüş yolculuğunda bu planları düşünecek bol zamanı olacak.