Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIAvrupa hükümetleri Filistin’e neden soğuk?

Avrupa hükümetleri Filistin’e neden soğuk?

AB ülkelerinin hükümetlerinin büyük kısmı neden böyle bir haksızlığa destek oluyor? Eğer bu soruyu yanıtlayabilirsek, Türkiye’ye yönelik tavırları ve arka plandaki ideolojiyi ve psikolojiyi daha iyi anlayabiliriz. Batı dünyasında bir çifte standart olduğu, İslam dünyasına soğuk ve üstten bakan bir tavrın egemen olduğu bir gerçek. Bunun birinci nedeni din mi? İslam dünyasının büyük bir kısmının yoksul ve çaresiz oluşu mu? Yoksa Müslümanların ten rengi ve dış görünümü mü bu soğukluğa sebep?

Almanları bir ölçüde anlamak mümkün. İkinci Dünya Savaşı’ndaki soykırım suçunun günahını omuzlarında hissediyorlar. Tabii sivil toplum ve hükümet de farklı şeyler. ABD başta olmak üzere Batı ülkelerinin sokaklarında geniş kitleler İsrail’in Gazze saldırısını protesto eden gösteriler yapıyor.

Peki AB ülkelerinin hükümetlerinin büyük kısmı neden böyle bir haksızlığa destek oluyor? Eğer bu soruyu yanıtlayabilirsek, Türkiye’ye yönelik tavırları ve arka plandaki ideolojiyi ve psikolojiyi daha iyi anlayabiliriz. Batı dünyasında bir çifte standart olduğu, İslam dünyasına soğuk ve üstten bakan bir tavrın egemen olduğu bir gerçek. Bunun birinci nedeni din mi? İslam dünyasının büyük bir kısmının yoksul ve çaresiz oluşu mu? Yoksa Müslümanların ten rengi ve dış görünümü mü bu soğukluğa sebep?

Avrupa’yı güneyden çeviren Kuzey Afrika ülkelerinin nüfuslarının çoğunluğu Müslüman. Mısır, Libya, Cezayir, Fas, Tunus. Bütün bu ülkelerde halk yoksul, insan hakları ihlali yüksek, yönetimler demokrasiye oldukça uzak. Bir Avrupalının “hoşça” zaman geçirebileceği, eğlenceli ve renkli bir sosyal yaşam; İslam dünyasının büyük kısmında pek yok. Bu da empatiyi engelleyen bir etken olarak görülebilir. Tabii üç semavi dinin mensupları, yani Hıristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanlar yüzyıllar içinde birbirlerine çok acılar yaşattı.

Ayrıca bu dinlerin taraftarları kendi aralarında da çok kanlı savaşlar yaptı. İslam’ın dört halifesinden üçü (Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali) İslam dünyasındaki iktidar savaşlarının kurbanı oldu. Benzer şekilde Katoliklerle, Protestanlar arasında yapılan savaşların, öldürülen, işkence edilenlerin haddi hesabı yoktur. Avrupa tarihinde Yahudilere yapılanlar zaten ortada. İslam dünyasının kendi geri kalmışlığının sorumlusu olarak gördüğü Batı’ya öfke duymasının kısmen haklı gerekçeleri de var.

Geçmişteki sömürgecilik, geçmişteki kolonyalizm bir gerçek. Ancak yoksulluğu, cahilliği Batı’ya havale edip kendi gerçeklerimizden kaçamayız. 1967 Arap-İsrail savaşını hatırlayalım. Mısır devlet başkanı Nasır, hesapsız bir baskınla Arap ülkelerinin önemli bir kısmının desteğiyle girdiği savaşta İsrail karşısında bozguna uğradı. Ülkesinin topraklarının üçte biri o savaşla İsrail’in eline geçti.

Birleşmiş Milletler, İsrail’in, işgal ettiği toprakları terk etmesini istedi. İsrail, Batı Şeria ve Gazze şeridinde bazı yerlerden geri çekildi ama diğer toprakları adım adım ilhak etti. Hâlâ o topraklar işgal altında. Batı’ya giderek artan öfkenin belli kesimlerde bir dini mesele haline dönüşmesi, öyle bir yöne doğru evrilmesi, hayırlı bir gidişat değil. Filistin sorunu bir din, kültür veya ırk sorunundan önce, bir hak-hukuk sorunu. Bir kadim halkın silah zoruyla yerinden yurdundan edilmesinden söz ediyoruz.

- Advertisment -