spot_img
Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIDiyarbakırlı “Fenomen”: Ece Ronay

Diyarbakırlı “Fenomen”: Ece Ronay

“Fenomenlik” yarışında öne çıkan isimlerden biri son olarak eski eşinin dükkanını kurşunlatmakla suçlanan Ece Ronay. Peki olaylar bu noktaya nasıl geldi? Evinden kaçan bir Diyarbakırlı genç kız, yaklaşık 10 yıllık bir süre içinde nasıl Bağdat Caddesi’nde güzellik merkezi olan mafya auralı bir iş kadınına dönüştü? Ece Ronay, çok gençken pavyonlarda çalışmış. Üstelik reşit bile değilmiş. Jandarma pavyonu bastığında, Ece saklanıyormuş. 2020’lerin internet kültürüyle, 1970’li yılların Yeşilçam filmlerinin, Ece’nin hikayesinde birleştiğini görüyoruz.

Klipler, Tiktok ve rap müzik derken, müzik, eğlence ile eşanlamlı hale geldi. Birkaç komik söz, birkaç komik hareket, birkaç melodi, biraz takipçi… Artık sen de kendini “fenomen” olarak tanımlamaya başlayabilirsin. Gerçi bu kadar basit değil çünkü aynı yolu izleyen binlerce, belki milyonlarca kişinin arasından sıyrılabilmen için kendine özgü bir caziben, bir farkın olmak zorunda.

Buraya kadar gene normal. Ancak birçok zaman iş burada bitmiyor ve hikaye bir noktadan sonra kriminal boyutlar kazanabiliyor. Tehditler, şantajlar, kurşunlamalar… Artık ülkemizde “fenomen” sözcüğü biraz “mafya” sözcüğünü çağrıştırıyor. Ve haber sitelerinde birçok “fenomen”in göz altına alınırkenki fotoğrafını görüyoruz.

“Fenomenlik” yarışında öne çıkan isimlerden biri, son olarak eski eşinin dükkanını kurşunlatmakla suçlanan Ece Ronay. 4 Ocak sabahı yayınlanan haberde, “Sosyal Medya Fenomeni Ece Ronay’ın Bağdat Caddesi’ndeki güzellik merkezine haciz işlemi uygulandığı” belirtiliyor. Ece, polis operasyonlarına, mali operasyonlara konu olan tek sosyal medya ünlüsü değil elbette.

Peki olaylar bu noktaya nasıl geldi? Evinden kaçan bir Diyarbakırlı genç kız, yaklaşık 10 yıllık bir süre içinde, Bağdat Caddesi’ndeki güzellik merkezine dair gelişmeler üstünden konuşulan, mafya auralı bir iş kadınına nasıl dönüştü?

Ece’nin kimliğine ve geçmişine dair net bilgilere ulaşmak zor. Doğum tarihine dair farklı kaynaklarda farklı veriler var. Kendisi, “Diyarbekir yoluna” türküsünü de içeren ve 87 milyon görüntülenme alan “Karpuz” videosunda, Diyarbakırlı olduğunu söylüyor. “Diyarbakırlıyım diyorum, inanmıyorlar. Ne yapayım, koynumda karpuzla mı gezeyim?” diye de soruyor. Türkiye’de hep biraz “siyasetüstü” bir statüsü olmuş magazin dünyasına, Kürt kavramını katabilmesiyse, Ece Ronay’ın diğer ilginç yönü.

Tiktok, zaman zaman, 2020’li yılların pavyonu veya dijital pavyon olarak tanımlanır. Ece Ronay’ın pavyon kavramıyla ilişkisi bununla sınırlı değil. Çok gençken, gerçek pavyonlarda çalışmış. Üstelik reşit bile değilmiş. Jandarma pavyonu bastığında, Ece saklanıyormuş. 2020’lerin internet kültürüyle, 1970’li yılların Yeşilçam filmlerinin, Ece’nin hikayesinde birleştiğini görüyoruz.. Ece bir keresinde şöyle demiş: “Kendi öz ailem yok. Ben aile kavramını sosyal medyada tanıdım. Karşılıksız seven insanlar olduğunu gördükçe ben onları aile olarak tanımladım.”

Biyografi.co sitesinde kendisinden şöyle bahsedilmiş : “İlk olarak TikTok’ta paylaştığı karpuz videosu ile yanlışlıkla fenomen olduğunu belirten Ece Ronay, 10 yıldır ailesiyle görüşmediğini, bir zaman yetiştirme yurdunda sonrasında anneannesinde kalarak bu yaşına geldiğini ifade etmiştir.”

Yaklaşık 5 yıldır popüler kültürün parçası olan Ece, kısa zaman dilimine, inanılmaz bir polemik ve kavga yoğunluğu sığdırabilmiş. Polemiklerini satır satır alt alta yazmak yerine harita çıkartmak daha mantıklı olur. En eğlenceli kısımsa, eski kocası Mehmet Bilir’le olan kavgaları. O kavgalarda Ece’nin dilsel yaratıcılığı tam anlamıyla zirveye çıkıyor.

Ece, Dilan Polat’ı kendine rol modeli olarak seçtiğini söylüyor. Müzik, güzellik merkezleri, kara para, skandallar, gizemli bir aura… Ece tıpkı Dilan gibi zenginliği ve ünüyle hava atıp, “nispet” yapıp, bu sayede daha da büyük ün kazananlardan… Aslında güzellik endüstrisindeki internet ünlülerinin dolandırıcılıkla suçlandığı tek ülke Türkiye değil. Geçen ay, İtalya’nın gelmiş geçmiş belki de en büyük internet ünlüsü olan Chiara Ferragni de kemik kanseri hastası çocuklar için topladığı yardımları cebe indirmekten ceza aldı.

İsmail Saymaz, Ece Ronay hakkında, “GBT kaydına göre 2014, 2015 ve 2016 yıllarında üç kez evden kaçtı. Ailesi karakola ‘Kayıp Şahıs’ başvurusunda bulundu. 2018’de İzmir’de alkollü araç kullanmaktan, 2019’da Gebze’de dolandırıcılıktan, 2020’de İstanbul’da kasten yaralamadan; Gaziantep’te Türk Milleti’ni, Cumhuriyeti, devletin kurum ve kuruluşlarını aşağılamaktan, 2023’te Kocaeli’de yaralama, tehdit, hakaret, mala zarardan ve İstanbul’da eski eşini tehdit, darp, mala zarar ve genel güvenliği kasten tehlikeye sokmaktan işlem yapıldı.” ifadelerini kullanmış.

Eskiden eğlence sektöründe bir şarkıcının kaç masasının olduğuna, sahnesinin ne kadar iyi olduğuna bakılırdı. O noktaya da uzun süreçlerden geçerek gelinirdi. Artık bir ünlünün kaç masası olduğuna değil kaç takipçisi, kaç görüntülenmesi olduğuna bakılıyor. Ece her ne kadar sahneye de çıkan bir kişi olsa da kelimenin klasik anlamıyla sahne sanatçısı veya müzisyen olmadığı söylenebilir. Onun öne çıkan yönü şarkıları değil hayatı. Zaten şarkılarında da kendini ve hayatını anlatıyor. Mesela “böylesini buldun tam da belalı” diyor kendi hakkında. Günümüzde müzik tam da böyle bir şey. Müzik, bundan 100 yıl önce de eğlence kültürünün parçasıydı. Müzik bundan 100 yıl önce de “eğlendirdiği” oranda ilgi görüyordu belki. Ancak günümüzde müzik ile eğlence kültürü arasındaki ilişki çok daha interaktif, çok daha direkt, çok daha “sosyal medyasal”.

Ece’nin polemikleri, sadece kişisel kavgalardan oluşmuyor, siyasi boyutlar da içeriyor. Örneğin Mehmet Ali Erbil’le olan polemiğinde, Mehmet Ali Erbil’i, (Kürtlerin yaşadığı bölgelerdeki) orman yangınlarına duyarsız olmakla suçlamış.

Ece’nin, seksi instagram ünlüsü Simge Barankoğlu’yla da kavgaları olmuş. Simge, iki yıl önceki bir videosunda, Ece Ronay’ın, kara para aklayan bir erkekle evlenmeyi özellikle tercih ettiğini öne sürmüş, onu zengin adama yamalı bohça gibi yamanmış olmakla suçlamış, “kocan benim sahnelerime geliyordu” demişti. Ancak, Ece, Simge’nin bahsettiği o “zengin adam”la artık evli değil. Şu an o adamdan (Mehmet Bilir) olan çocuğunu tek başına büyütüyor. O çocuğu kucağına alarak TikTok akımlarına katılıyor, TikTok dansları yapıyor. Tek çocuğunun babası olan bu adamın dükkanını kurşunlatmakla suçlanıyor.

Diyarbakırlı olsa da Diyarbakır’daki ailesiyle ilişkisi kalmamış olan, İstanbul’da gördüğü ilgiyi belki Diyarbakır’da görmediğini söyleyebileceğimiz Ece, değişik tınılı soyadıyla da kendine özgü. Aklıma filmlerinde sert Anadolu kadınlarını canlandırmış olan Aliye Rona geldi. Bir yönüyle de sert bir Anadolu kadını olmakla birlikte “temiz İstanbul Türkçesi” ile konuşan Ece’nin yeni bir şeyleri temsil ettiği açık.

Ece, bir şarkısında “boş laflara gelemem/çünkü artık oldum fenomen” diyor. Tabii Türkçe’de fenomen sözcüğü son 10-20 yıl içinde yeni bir anlam kazanmış durumda. Sosyal medya ünlülerine, magazin ünlülerine fenomen diyoruz. Fenomen sözcüğü, özünde, kendine özgü, ayrıksı olguları (nadiren kişileri) tanımlar, ünlüleri değil. Böyle bakarsak, Ece Ronay’ın fenomen sözcüğünün Türkçe dışındaki anlamıyla yani sözcüğün gerçek anlamıyla da fenomen olduğunu söyleyebiliriz. Tıpkı, Yılmaz Güney’in gerçekten bir fenomen olduğu gibi.

- Advertisment -