Abidjan’da bir Lübnan lokantasındayız. TBMM Genel Sekreteri Talip Uzun’la sohbet ediyoruz. Büyük ve lüks bir lokanta. Lübnanlılar son yıllarda Fildişi Sahili’nin en çok konuştuğu yatırımcılar olarak dikkat çekiyor. İnşaat sektöründe ve lokantacılıkta büyük yatırımların sahipleri. Bu ülkenin halkının tamamına yakını siyah ancak bu lüks ve pahalı lokantaların müşterilerinin çoğunluğu beyaz ya da melez. Zenginliğin önemli bir kısmının da hâlâ beyazların elinde olduğunu söylemek mümkün.
Tabii, yüzde olarak beyazlar neredeyse yok denecek kadar az. Bu nedenle buradan yola çıkarak bir sınıfsal ayrım yapmak doğru olmayabilir. Büyükelçi Deniz Erdoğan Barım, “Burada dini ritüeller o kadar fazla dikkat çekmiyor, dini oldukça esnek yaşadıkları söyleniyor” şeklinde yaptığım analizi şöyle açıkladı: “Burada din ve mezhep çok görünür değildir. Bu alanlardan bir toplumsal zıtlık çıkarmak da pek mümkün görünmüyor. Ama kabileler etkilidir. Büyük kabileler siyasette de rol oynuyor. Örneğin Cumhurbaşkanı, en güçlü kabilelerden birinin mensubu. Burada da kabilecilik öne çıkıyor. Tabii onca yoksulluğa rağmen fazla bir gerginlik olmaması, barışçı bir ortamın varlığı dikkat çekici.” Abidjan iki ve tek katlı evciklerden, gecekondulardan oluşan bir işsizler ve yoksullar kenti, yatay bir şehir. Anlamsız çirkin bazı yüksek binaların eklenmesiyle aşırı bir kargaşanın, gürültünün egemenliği altında. 6 milyon civarında nüfusu var.
Atlas Okyanusu’nun kıyısında, yarımadalardan ve haliç benzeri girintilerden oluşan bir deniz kenti. Sahildeki gecekonduların geçim ve karın doyurma kaynağı balıkçılık. Bir önceki yazımda Cumhurbaşkanı’nın Müslüman, eşinin Hıristiyan olduğunu yazmıştım. Başbakan da Hıristiyanmış. Kadınlar, yaşamın her alanında görünür durumda. Ancak yoksulluk nedeniyle çok ağır işlerde çalışıyorlar. Siyasette her şey güllük gülistanlık değil. Özellikle 19 Eylül 2002’deki başarısız darbe girişimi büyük kargaşalara neden olmuş. Darbenin arkasında olduğu iddia edilen, 1999’da bir darbeyle yönetime gelen Robert Guei öldürüldü. Ülkenin bir bölümü isyancıların elinde kaldı.
İç savaş ve çatışmalarla geçen, uzun bir dönemin ardından batının da desteğini alan Quattara başkanlığı ele geçirdi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un bu ülkeye yaptığı gezinin oldukça olumlu geçtiği ve iki ülke arasındaki ilişkinin daha da ilerlediği söylenebilir. Başkan Kurtulmuş, önümüzdeki günlerde yapılacak yeni yatırımlardan söz etti. Bunlardan enerji yatırımının 1.5 milyar doları bulacağını ve ülke elektriğinin üçte birinin bu yatırımla üretileceğini belirtti. İslam dünyasının dünyadaki siyasi kriz nedeniyle büyüme ve etkisini artırma şansının yüksek olduğunu ifade etti. Ancak İslam dünyasının önemli bir bölümünün son Gazze olayında yerlerde süründüğüne tanık oluyoruz dedi. Sevimli gülen insanların ülkesi Fildişi Sahili’nden güzel anılarla ayrıldık.