Geçen hafta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yasa dışı bahse teşvik iddiasına ilişkin yürütülen soruşturmada, sosyal medya fenomenleri ve bazı ünlü isimlerin de aralarında bulunduğu 23 şüpheli hakkında gözaltı kararı verdi.
Soruşturmada yaşa dışı bahis reklamlarında yer aldıkları iddia edilen şüpheliler arasında şarkıcı Serdar Ortaç, sunucu Mehmet Ali Erbil, eski futbolcu Batuhan Karadeniz ve sosyal medya fenomenleri de bulunuyordu.
Şarkıcı Serdar Ortaç: “Evimi barkımı aldı, paramı aldı, evliliğimi aldı, sağlımı aldı bir de adliyeye düşürdü. Bu kumarı daha nasıl kötüleyeceğiz? Çok pişmanım, topluma kötü örnek olduysam Allah beni affetsin. Millete nasıl anlatacağız? Bu işi bilmiyorum” diye konuştu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, gözaltına alınan 23 zanlıdan 12’si tutuklanarak cezaevine gönderildi.
2014 yılında internet sayesinde yaygınlaşan çevrimiçi kumarın, dünyanın pek çok ülkesinde korkunç boyutlara ulaştığını belirten ilgili kuruluşlar, Türkiye’de 2 milyon sanal kumar bağımlısı bulunduğunu, dünyadaki kumar gelirinin yüzde 2.5’inin de Türkiye’den sağlandığını ifade ediyorlar.
Milli Piyango idaresinin özelleşmesi ve çevrimiçi şans oyunlarının Milli Piyango bünyesinde de hızla ve çok çeşitlenerek artması ile “online” sanal kumar yasal hale gelse de bu durum, bağımlılığın önünde bir engel teşkil etmiyor.
Kumarın yasal arzda oluşunun büyük tehlike getirdiğini daha önce de defalarca belirtmiştik.
“Her bağımlılık bir diğerini tetikler” diyor Yeşilay sloganı.
Kumar, uyuşturucu madde ve alkol bağımlılığı toplumsal huzuru tehdit edici boyutlara gelmiş durumdadır.
Maalesef radikal ve reel politikalar konusunda beklenen adımları hala atamadık.
Kredi kartı olan bir insan, bilgisayarın başına oturduğunda cep telefonu ile wifi erişimine sahip olduğunda çok rahatça kumar oynayabiliyor.
Bütün dünyada tehlikeli bağımlılıkların tetikleyicisi olan kumar ve alkolün yasal arzda oluşu devletler için tabii ki dezavantajlı bir durumdur, fakat devletin bu konuda üstleneceği önleyici roller ve sorumluluklar vardır.
Şehrin ana arterleri metro ve metrobüs duraklarında TV kanallarında şans oyunları reklamlarının hâlâ yer buluyor olması özendirici cazip edici çok yanlış bir uygulamadır.
İnternet sayesinde yaygınlaşan kumar, herkese cep telefonu kadar yaklaşmış ve tehlikeli boyutlara ulaşmış vaziyettedir.
Ulusal Sağlık Araştırmaları 2017 verisine göre, İsveçli sanal kumar şirketlerinin gelirlerinin 1/4’ünü Türkiye’den elde ettiği biliniyor. Aynı şekilde, dünyadaki 5 milyar dolarlık kumar gelirinin %2,5’i de Türkiye’den elde ediliyor.
Türkiye’yi 85 milyon nüfusu ve genç potansiyeliyle bu konuda büyük bir para kaynağı olarak gören uluslararası dev şirketler, yasaları delmek için ellerinden geleni yaparak 5 milyar dolarlık pastadan pay almak için büyük çaba içerisindedir.
Günümüzün en büyük hastalıklarından biri haline gelen “iddaa” türü bahis ve tahmine dayalı oyunlar, yetişkin, ergen kız-erkek herkesi, daha hırslı ve bağımlı hale getiriyor.
“İddaa” denen şey; futbol başta olmak üzere, basketbol, motor sporları, voleybol, hentbol, tenis, atletizm ve bilardo dallarında bahis şeklinde oynanabiliyor.
Devlet Denetleme Kurulu’nun 2014 raporunda yer alan bir araştırmaya göre, 18 yaşın altında bulunan gençler yoğun bir şekilde şans oyunlarına yöneliyor.
Yasal yaş sınırı (18) altındakilerin yüzde 28,4’ü Loto, yüzde 25,9’u Piyango, yüzde 25,9’u İddaa, yüzde 19,8’i de Hemen Kazan oynuyor.
En basitinden kredi kartı ile para yatırarak oynanan online bir okey oyunu bile kumar bağımlılığına kapı açıyor.
İddaa, at yarışı, milli piyango, çılgın sayısal loto, hemen kazan, şans topu, on numara, spor toto ve spor loto gibi oyunlar, yasaklanan kumarhanelerin yerini almış vaziyettedir.
En vahimi de her bütçeye göre oluşturulan bütün bu kumar çeşitlerinin Kovid-19 salgını ile birlikte online-çevrimiçi olarak internet olan her yerden, özellikle de uygulamalar ile akıllı cep telefonlarından oynanabiliyor olmasıdır.
Geçmiş yıllarda yetişkinler tarafından tercih edilen şans oyunları artık lise çağındaki genç kız ve erkeklerin ilgi odağı haline gelmiş durumdadır.
Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli’nin “Muayenehanemde meslek hayatımda hiç görmediğim kadar çok kumar, bahis, sanal oyun/sanal bahis oynama davranış bozukluğu ve bağımlısı görüyorum. Bu bağımlılık genellikle alkol, madde( özellikle esrar, kokain ile) komorbid gidiyor.Çok büyük bir sosyal patlama olacak bu alanda” ifadesi durumun vahametini göstermektedir.
Bağımlılıkta bir diğer kural; bir ödül ne kadar hızlı geliyorsa, bağımlılık o kadar hızlı gelişiyor. Online kumarda ödül çok hızlı geliyor.
Türkiye her üç yılda bir bağımlılıklarla ilgili seferberlik ilan ederken istediğimiz başarıyı elde edemediğimiz gerçeğini göz önünde tutarak,bu mücadelede radikal politik kararlar aşamasına geçmelidir.
Türkiye, artık 5 bağımlılık illeti olan tütün, alkol, kumar, teknoloji ve uyuşturucu sorununu tek çatı altında irdelemek zorunda. Bağımlılıklarla Mücadele Başkanlığı kurulması elzem bir durumdur.
Mevcut mücadele yöntemleriyle gerek kamu, gerek sivil toplumun sağlıklı, başarı bir sonuç elde etmesi mümkün görünmüyor.
Bağımlılıklarla Mücadelede başarılı olmanın yolu sağlık, sosyal, hukuk, özel sektör, medya, üniversiteler, kamu ve sivil toplum ile sonuç odaklı bir işbirliğini sağlamaktan geçiyor.