CHP Kurultayı’nda, özellikle cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde Alevi olması tartışma konusu olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesi ve Özgür Özel’in genel başkanlığa seçilmesi sonrası bazı Alevi çevrelerinde CHP’ye karşı kırgınlık olduğu iddiaları gündeme gelmişti.
Yerel seçimde Alevilerin nasıl bir yol haritası izleyebileceğini Türkiye Alevi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Zeynel Abidin Koç ve Alevi Bektaşi Federasyonu eski Başkanı Ali Balkız’a sorduk.
“Kemal Bey’in Aleviliğinin CHP’li üyeler tarafından tartışılması Alevilerde kırgınlık yarattı”
Türkiye Alevi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Zeynel Abidin Koç:
“100 yıllık bir parti olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugüne kadar ki Kemal Bey hariç tüm genel başkanları Sünni vatandaşlarımız idi. Biz bugüne kadar o başkanların inancını hiçbir zaman tartışmadık ve tartışmayız da. Ancak Kemal Bey’in Alevi oluşu bizlerin dışında CHP’li üyeler tarafından tartışıldı. Bizim doğru bulmadığımız taraf burasıdır. Bu da doğal olarak Aleviler üzerinde çok büyük bir kırgınlık yaratmıştır.
Bu konu toplumumuz üzerinde etkisi çok farklı olmuştur nasıl bir sonuç doğuracağı ise 31 Mart yerel seçimlerinde belli olacaktır.”
“CHP’nin düzeltmek için çabası da yok”
“Kemal Bey’den sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu konuyu düzeltmek için hiçbir çabası da yoktur. Bizim Alevi örgütleri olarak yerel seçimlerde bazı taleplerimiz vardır. Bu taleplerimizin karşılanması durumunda çalışmalarımıza devam edeceğiz. Eğer bu taleplerimiz karşılanmazsa yani kırgınlıklar giderilmezse yerel seçimlerde belirleyici bir konumda olacağımız kesindir.
Aleviler genellikle CHP ve DEM Parti’ye oy veren bir topluluktur. Doğal olarak yaşadıkları coğrafyalarda Alevilerin belediyelerin yönetiminde söz sahibi olmak ve yönetici olmak talepleri doğaldır.
Biz de Alevi örgütleri olarak yaşadığımız tüm coğrafyalarda belediyelerde gerek başkanlık gerekse belediye meclisi üyeliği düzeyinde görev almak için çeşitli çalışmalarda bulunmaktayız.”
“Partiden soğuma aşamasına gelmez”
Alevi Bektaşi Federasyonu eski Başkanı Ali Balkız:
“Kılıçdaroğlu, Alevi kimliği ile o görevde bulunmadı. Buna karşın sabah-akşam; sanki ‘öcü’ gibi başına kalkıldı, yüzüne vuruldu. Ne büyük bir ayıptı, ilkellikti ve bölücülüktü. Nihayet Kemal Bey, giderayak; ‘evet Aleviyim’ dedi.
Ne korkunç bir şey. Türkiye siyasi tarihinde bu olay anımsandıkça, okundukça ayıplanılacak, utanılacak bir durum.
Konu nereye gitti. Kılıçdaroğlu CHP’nin başından, yine parti tüzüğü gereği seçimle gitti. Dolayısıyla kimsenin, hele de Alevilerin üzülmesine, gönül koymasına gerek olmadı.
Tam tersine eşitler arasından biri seçilecekse bu da genel başkanın kararıyla olacaksa böylesi durumlarda Kemal Bey’in tercihi hep Alevi olmayandan yana olmuştur. Sırf CHP’ye Alevi partisi dedirtmemek için. Baykal zamanında Alevilerin oranı her kademede daha fazla idi.
Seçimle de olsa Kemal Bey’in genel başkanlıktan ayrılması kimi Alevilerin duygusal anlamda kırılmalarına yol açmış olabilir ama bu partiden de soğuma aşamasına gelmez. Yeter ki CHP’nin yeni yönetimi de aynı hassasiyeti gösterir olsun.
Özellikle kırsal kesimde; yol, su, elektrik, internet, kanalizasyon, gübre, tohum, yem, mezarlık, okul, köy odası, cemevi vb. hizmetleri ya hiç gitmiyor, ya da şarta bağlanıyor.
Kentlerde bile Alevilerin biraz daha yoğun olarak yaşadıkları semt ve mahallelerde de eksik, kusurlu, gecikmiş hizmetler olabiliyor.
Genelinde Aleviler işe alınmadığı gibi, mevcut çalışanlara da mobbing uygulandığı çok oluyor. Çare olarak; Aleviler ya kendilerini gizliyorlar, ya da gidip oy vermedikleri bir sağ partiye üye oluyorlar. Ne acı değil mi? Şu çağda, ülkemiz ateş çemberi altındayken böyle bir ayrımcılık kimin işine yarar?”