spot_img
Ana SayfaRÖPORTAJRÖPORTAJ | Adem Özköse: Gönülden düşme vardı ama siyasi partiler alternatif oluşturamadı;...

RÖPORTAJ | Adem Özköse: Gönülden düşme vardı ama siyasi partiler alternatif oluşturamadı; AK Parti seçmeni kendi alternatifini oluşturdu, sandığa gitmedi

Gazeteci, yazar Adem Özköse, İslâmî camia içerisinde insan hakları ve hukuk hassasiyeti ile öne çıkan isimlerden. Özköse ile yerel seçimlerin sonrasında çıkan tabloyu, muhafazakar kesimlerin özeleştiri sürecini konuştuk: “Gönülden düşme vardı ama siyasi partiler alternatif oluşturamayınca, AK Parti seçmeni kendi alternatifini oluşturdu, sandığa gitmedi. Tepkisini, öfkesini böyle dile getirdi. Ekonomi bir neden. Kendisinden olmayanı konuşturmayan ya da kendinden olsa bile az biraz farklı düşünenleri cezalandırmaya çalışan bir düzen oluşturuldu. Benim çevremde sandığa gitmeyenler için bir sebep de İsrail ile ticaretin sürmesi oldu. Bundan sonrası kolay değil. Çok yazıldı, çizildi, söylendi. Demek ki bir tokat yemeleri gerekiyormuş. Seçmen bu kadar güçlü bir tokat atmasaydı, yine geçiştireceklerdi. Bu AK Parti için de büyük bir fırsat.”

Adem Özköse ile röportajı izlemek için

Gazeteci yazar Adem Özköse, İslâmî camia içerisinde insan hakları ve hukuk hassasiyeti ile öne çıkan isimlerden.  Özköse ile yerel seçimlerin sonrasında çıkan tabloyu, muhafazakar kesimlerin özeleştiri sürecini, toplumsal barışın imkanlarını konuştuk. Özköse mahalle terk etmenin ya da dinden uzaklaşmanın çözüm olmadığını; herkesin kendi kalarak ama ötekinin de hakkını arayacak Müslüman vicdânı inşâ etmeye çabaladığını ifade ediyor.

“Siyasi partiler alternatif oluşturamayınca, AK Parti seçmeni kendi alternatifini oluşturdu, sandığa gitmedi. Tepkisini, öfkesini dile getirdi. Tabii ki ekonomi birinci neden. Bir kesim oluştu para pul içinde yüzerken, halkın büyük bir kesimi sıkıntı içinde yaşıyor. Bir başka sebep Biz bu ülkede hakkın adaletin iyiliğin güzelliğin temsilcisi olacaktık. Ancak günümüze gelindiğinde bambaşka bir tabloyla karşı karşıyayız. İktidar kendine ait bir medya oluşturdu. Kendisinden olmayanı konuşturmayan ya da kendinden olsa bile az biraz farklı düşünenleri cezalandırmaya çalışan bir düzen oluşturuldu. Hepsi değil, bir sebebinin de Filistin meselesi olduğunu düşünüyorum. Benim etrafımdaki insanları İsrail ile ticaretin sürmesi etkiledi. Cumhurbaşkanı, çıkıp “devam ediyor ama bundan razı değiliz” deseydi bundan dolayı sandığa gideceklerinin bir kısmını ikna edebileceğini düşünüyorum. Bundan sonrası kolay değil. Çok yazıldı, çizildi, söylendi. Demek ki bir tokat yemeleri gerekiyormuş. Seçmen bu kadar güçlü bir tokat atmasaydı, yine geçiştireceklerdi. Bu AK Parti için de büyük bir fırsat.”

“Ben niye bulunduğum yeri, Müslümanlığımı terk edeyim. Yıllarca bizim dergaha siyaset girmez diyenler, bu giderse hak gider, din gider gibi cümlelerle destek açıklamaları yaptılar, fıkıh olarak Cumhur İttifakı’na destek verilmeli gibi cümleler kurdular. Desteklerken herşeyinle desteklemek ama yanlış yaptığında susmak olmaz. İzmirli de hizmet vermese de CHP’yi desteklerim diyor. Bu hastalıklar bir kesime ait değil. “

“Kemalist tek tipçi dayatmacı bir söylemle de Türkiye’nin düze çıkabileceğini düşünmüyorum. Biz aynı apartmandaki farklı daireler gibiyiz. Türkiye’de farklı kesimler var. Herkes bizim gibi düşünmüyor. Ben insanların birbirlerini daha fazla anlamaları daha fazla dinlemeleri önyargılarını yıkmaları taraftarıyım. İnsanların mahallelerinden çıkmaları, inançlarını terk etmeleri de gerekmiyor. Niçin bulunduğum yeri, Müslümanlığımı terk edeyim? Bu benim farklı kesimleri anlamama, onların hak ve hukukumu savunmama engel değil.”

“Bizim zihniyet hastalıklarımız toplumun tek bir kesimine has sıkıntılar değil. Hepimiz dönüşüp dolaşıp aynı hikayeyi yaşıyoruz. Bu ülkenin sosyolojik hastalıkları hepimize etki yapıyor. Müslüman vicdânı inşâ etmek için çabalıyorum. Müslüman olarak/kalarak yaşadığım toplumdaki haksızlıklara hukuksuzluklara ses çıkararak dünyanın güzel bir yer olması için çabalamak derdindeyim. Türkiye’de insanlar inançlarını yaşamasınlar tek tip olarak bizim istediğim kalıplarda yaşasınlar diyen bir kesim de var. Evet buna karşı mücadele edelim. Ancak farklı inançların hayat tarzlarını makul biçimde yaşamaları için de mücadele edelim.”  

“Dar kalıplara sıkışmış bir gençlik değil doğru bir kimlik ve ufku geniş, yaşadığı toplumu ve dünyayı anlamaya çalışan bir gençlik hedefliyoruz. Merkezimizde kitap var. Üsküdar’da Pazar günleri uzun süredir  kitap okumaları yapıyoruz. İnsanlar kendilerine akademi, felsefe, sanat adına konforlu alanlar oluşturuyorlar. Buna da katılmıyorum. İnsan mücadele alanında olmalı. İslam inancında Emri’l bil’Maruf Nehyi’l ani’l Münker ilkesi vardır. Yani iyiliklere savunmak kötülükleri engellemek. Sadece iyilikleri savunmak yetmez kötülükleri de zalimleri, zulmü elinden geldiğince engelleyeceksin. Zaten Kur’an’da şöyle der: “Sadece Zalimlere düşmanlık yapılır.” Bir insan farklı bir düşünceden ya da dinden diye bizim o insana düşman olmamız gerekmez. Ama bir insan zalimse ona düşman olmak zorundayız. İsterse bizim gibi düşünsün ya da inansın…”

“Din dediğimiz olgu sadece siyasetle bağlantılı bir şey değil. Din her şeyden önce insanın anlamı arayışıdır, hayatı anlamlandırmaktır. Elbette dinden uzaklaşan insanlar da var ama aynı şekilde dindarlaşan bir çok genç de tanıyorum.”

“Peygamber efendimizin gençliği adalet mücadelesi ile geçti. Hilfu’l Fudul adı verilen bu harekette dinine ırkına aşiretine cinsiyetine bakmaksızın mağdurların mazlumların korunması amaçlanıyordu.”

“Örneğin İHD’den Eren Keskin biz 28 Şubat sürecinde mahkemelerdeyken haklarımızı savunmak için bedel ödemişti. Tersi örnekler de var. İslami kesimden farklı kesimlere uygulanan haksızlıklara karşı çıkanlar var.”

Adem Özköse Kimdir?

Gazeteci, yazar. 1978 yılında Samsun’un Çarşamba ilçesinde doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümünden mezun oldu. Gazeteciliğe 2004 yılında Vakit gazetesinde başladı. Başta Irak, Afganistan, Patani, Keşmir, Suriye, Güney Lübnan, Gazze, Arakan, Darfur ve Moro olmak üzere dünyanın birçok savaş ve kriz bölgesinde gazetecilik yaptı.

2007-2011 yılları arasında Suriye’nin başkenti Şam’da dört sene kalarak Gerçek Hayat dergisinin Ortadoğu Temsilciliği’ni yürüttü. Sancaktar dergisini çıkaran kadroda yer aldı. Diriliş Postası’nda günlük yazılar yazdı. Dünyanın dört bir tarafına yaptığı uzun yolculuklar belgesellere dönüştü. Bu belgeseller başta TRT olmak üzere birçok televizyon kanalında gösterildi. Kitapları farklı dillere çevrildi. Özköse son yıllarda Muştu Gençlik Hareketi’nin öncülüğünü yaptı.

KİTAPLARI:

Cennete Otostop (2011, 2017), Söz Direnişçilerde (Söyleşiler, 2011), Ümmet Coğrafyası (Gezi, 2017), Seyyah (Gezi, 2014), Rotamız Alem-i İslam (Gezi, 2017), Kaçak Yolcu (Gezi, 2017). Esir & Gerçek Bir Esaret Hikayesi (Anı 2024) Esir Türkler & Müslüman Doğu Türkistan Halkı ( Analiz 2023) Yusuf Saraybosna’da / İslam Şehirlerini Geziyorum (Çocuk, 2024).

- Advertisment -