Ana SayfaRÖPORTAJRÖPORTAJ | “Yusuf adı Deli Yürek’teki Yusuf Miroğlu’yla yükselmişti; Alparslan...

RÖPORTAJ | “Yusuf adı Deli Yürek’teki Yusuf Miroğlu’yla yükselmişti; Alparslan ve Göktuğ adları da TRT dizileriyle…”

2022’de erkek çocuklara en çok konulan ismin Alparslan olması üzerine tartışmaları “Türkiye’de Özel İsimlerin Tarihi” kitabının yazarı Doğan Gürpınar ile konuştuk: “1970’lerin Soğuk Savaş sağcılığında da Malazgirt bir sembol. 2010’larda AK Parti, Malazgirt vurgusunu tekrar yükseltiyor ve Alparslan ismi tekrar yaygınlaşmaya başlıyor. Bu Diriliş Ertuğrul dizisiyle başarıya ulaşıyor ve Göktuğ isminin fantastik bir yükselişini görüyoruz. Ve yine Alparslan: Büyük Selçuklu dizisi de yine Alparslan isminin birinci olmasında muhtemelen etkilidir.“

Sosyal medyada paylaşılan, illere göre 2022’de doğan erkek bebeklere hangi ismin daha çok verildiğini gösteren bir harita büyük ilgi gördü.

Sarıyla gösterilen Alparslan adının Türkiye geneline yayılmış olması ve diğer isimlerin de belirli bölgelerde görülmesi, haritanın seçim sonuçları haritasına benzediği esprilerine neden oldu. Sosyal medyada Alparslan ve ondan sonra en çok ilde birinci olduğu görülen Göktuğ adlarının yükselişiyle ilgili tartışmalar başladı.

TÜİK verilerine göre 2022’de doğan erkek bebeklere en çok verilen isim olan Alparslan adının kullanımı 2018’den bu yana kademeli olarak yükseldi ve 2022’de dört yıldır birinci olan Yusuf ismini geride bırakarak zirveye yerleşti.

Bebeklere konulan isimlerle ilgili tartışmaları, Tanzimat döneminden bu yana ailelerin isim koyma davranışlarını 2021’de çıkan “Türkiye’de Özel İsimlerin Tarihi” kitabında inceleyen siyaset bilimci akademisyen Doğan Gürpınar ile konuştuk.

Doğan Gürpınar’ın “Türkiye’de Özel İsimlerin Tarihi” kitabı 2021’de Telemak Kitap’tan çıktı.

Doğan Gürpınar.

“Yusuf, Deli Yürek dizisindeki Yusuf Miroğlu karakteriyle yükselişe geçti”

Alparslan adının kullanımındaki yükseliş ve birinciliği Yusuf isminden alması sosyal medyada çok ilgi gördü. Alparslan adının konmasında son dönemki siyasi konjonktür ve yine onunla bağlantılı sayılabilecek televizyon dizileri gösterildi. Alparslan’dan önce ilk olarak Yusuf’u sorayım; sizce 2022’ye kadar Yusuf adının erkek bebeklere en çok konulan isim olmasının arkasında ne olabilir?

Her ne kadar Yusuf bize çok geleneksel, dini bir isim gibi gözükse de 90’ların sonlarına kadar hiçbir zaman ilk beşte değil. 90’ların sonuna kadar ilk beş sabit bir şekilde sırasıyla Mehmet, Mustafa, Ahmet, Ali ve Hüseyin’den oluşuyor.

Yusuf, 5 ile 10 aralığında gelirken birinci sıraya çıkmasının açıkçası tek bir sebebi gözüküyor. O da yine 1998 yılında başlayan Deli Yürek dizisindeki Yusuf Miroğlu karakteri.

Yani Yusuf adının zirveye çıkması da bir dizi karakterinden geliyor. Bununla beraber Yusuf’un geleneksel bir isim olması birinciliğini korumasını kolaylaştırdı.

Deli Yürek dizisinde Yusuf Miroğlu karakterini Kenan İmirzalıoğlu canlandırmıştı.

“1970’lerde Alparslan isminin artışında bir hareket yaşandı”

Alparslan’ın 2015’ten sonra hızla popülerleşmeye başlaması ve 2022’de birinci sıraya gelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bazen isimlerin serencamını siyasi bağlama oturtma hevesi çok klişeci ve indirgemeci şekillerde yapılabiliyor. Fakat hakikaten Alparslan tam olarak bir Cumhur İttifakı ismi. Alparslan’ın yükselişi, MHP’nin AK Parti’ye bir sağ ittifak içinde yanaştığı dönem ortaya çıktı.

Alparslan, 20’lerde ve 30’larda da Cumhuriyet’in tercih ettiği isimlerden. İttihatçı İzmir Valisi Rahmi Bey’in 1911 doğumlu oğlunun ismi de Alparslan.

Rahmi Bey’in oğlu Alparslan.

Kemalist elit tarafından Alparslan ismi az çok konuyor. Fakat Mete, Teoman gibi isimler yaygınlaşıyor ama Alparslan yaygınlaşmıyor. Bu tesadüfi bir denk geliş. Tersi de olabilirdi.

Alparslan isminin ikinci hafif yükselişi çok net olarak 1971 yılı. Türk-İslam bütünlüğü açısından 1071’deki, Anadolu’nun İslamlaşması ve Türkleşmesini sağlayan Malazgirt Savaşı’nın öne çıkarılması çok merkezi bir yol oynuyor ve 900’üncü yıl dönümü olan 1971 ile ardından gelen on yılda Malazgirt vurgusu çok güçlü bir şekilde yapılıyor. Bu dönemde de Alparslan isminin çocuklara konmasında bir hareketlenme yaşanıyor. Ama bu yoğun bir hareketlenme olmuyor ve Alparslan ismi tekrar görünmez oluyor. Ta ki 2010’ların ortalarına kadar.

MHP’nin kurucu lideri Alparslan Türkeş.

“AK Parti 2010’larda Malazgirt vurgusunu yükseltti; Alparslan tekrar yaygınlaştı”

AK Parti, 2010’ların ortalarında “şehitlik kutsaması”nı arttırdığında iki anmayı çok önemsiyor. Her sene Aralık sonunda anmalarının yapıldığı Sarıkamış ile birlikte Malazgirt. 1970’lerin Soğuk Savaş sağcılığında da Malazgirt bir sembol. Bir Milliyetçi Cephe sembolü. 2010’larda AK Parti, Malazgirt vurgusunu tekrar yükseltiyor ve Alparslan ismi tekrar yaygınlaşmaya başlıyor.

AK Parti, İslami bir doz verdiği zaman kültürel hegemonya konusunda oldukça başarısız. Fakat bunu Türklük ve yerli millilikle beraber sosladığı zaman kültürel hegemonya konusunda başarılı oluyor.

Bu Diriliş Ertuğrul dizisiyle başarıya ulaşıyor ve Göktuğ isminin fantastik bir yükselişini görüyoruz. Ve yine Alparslan: Büyük Selçuklu dizisi de yine Alparslan isminin birinci olmasında muhtemelen etkilidir. Bu bakımdan TRT iki ismin yaygınlaşmasında doğrudan birinci sebep olmuş gözüküyor.

TRT’nin “Alparslan: Büyük Selçuklu” dizisinin afişi.

“Eski zamanlarda da çocuklara isim koyma konusunda bugünün dizilerine denk düşen tefrika romanlar etkiliydi”

Şunu da belirteyim, televizyon dizilerinin çocuklara isim verme konusundaki bu yansıması, müstehzi ve kınayıcı yorumlara neden olabiliyor. Fakat bu aslında hep böyleydi.

Mesela eski zamanlarda da çocuklara isim koyma konusunda romanların etkisi daha belirgindi. Romanları da şimdiki romanlar gibi düşünmemek lazım. Gazetelerde tefrika halinde yayımlanıyordu, her gün insanlar “bir sonraki bölümde ne olacak” diye merakla bekliyordu ve bir nevi bugünün dizilerine denk düşüyordu. Mesela Nilgün, Funda, Nalan gibi isimler aslında tamamen romanlardan çıkma.

Refik Halid Karay’ın tefrika olarak yayımlanan Nilgün romanı.

Kerime Nadir’in Funda romanı da tefrika olarak yayımlandı.

Bugün insanların isim koyma konusunda dizilere referans vermesi çok da zamanın trendi değil. Geleneksel isimlere bugün çok daha dudak bükülüyor. Geleneksel isimler aslında ailenin kuşaklar boyunca bütünlüğünü, devamlılığını sağlama motivasyonuyla konuyordu. Zamanın trendi ise böyle değil sıfırdan isimler koymak. Böyle olunca haliyle yakası açılmadık isimleri koymak daha yaygınlaşıyor.

“’Alparslan’ın birinci olması ‘Mehmet’in 1990 yılında birini olmasına denk bir şey değil, isim havuzu genişledi”

Konuyla ilgili sosyal medyadaki tartışmalarda, İngiltere’de en çok kullanılan erkek isminin Muhammed olarak çıktığı ancak bunun nedeninin Müslüman nüfusun çokluğu değil İngiltere’deki Müslümanların isim hafsalasının kısıtlı olması gibi bir yorum yapıldı. Bu yorumu nasıl değerlendirirsiniz?

Eski dönemlerde Mehmet, Ahmet, Mustafa ilk üçü oluştururken aslında oransal olarak bu isimler, o yıl verilen isimler arasında ciddi bir yekunu oluştururdu. Ancak bugün birinci çıkan isim onlar kadar çok kişi tarafından konulmuyor.

Türkiye’de isim havuzu genişledi. “Alparslan”ın birinci olması “Mehmet”in 1990 yılında birini olmasına denk bir şey değil. Bugün çok daha geniş bir isim havuzu var.

Fakat isim verme havuzunun çok daha dar olduğu bir yerde Müslüman bir aile için ilk akla gelen isim Muhammed. Bu sebeple de Avrupa’da Müslüman ailelerde bu isme çok yoğunlaşma oluyor. Fakat Türkiye’de tam tersine isim havuzu alabildiğine genişledi.

İngiltere’deki Müslümanlar hala geleneksel isim verme eğilimi sergiliyor. İngilizler ise daha modern isim verme eğilimi sebebiyle çok daha geniş bir isim paleti kullanıyor. Bu sebeple de ufak bir Müslüman nüfus bir isme yoğunlaşınca, o isim ülkenin çocuklara en çok verilen ismi olabiliyor. Fakat bu hiçbir siyasal, kültürel, sosyolojik okumaya el vermez.

“Çıkacak ana sonuç geleneksel isimlerin sönüşü”

Alparslan örneği için de bu geçerli olabilir mi diyorsunuz?

Kısmen. Alparslan ismine yoğunlaşıldığı anlamı çıkıyor fakat bu Türkiye toplumu açısından kendi başına bir hikaye sunacak bir şey değil. Bu isim verme pratiğinin değiştiğiyle ilgili bir sonuç verebilir bize.

Şunu da ekleyeyim; 20’inci yüzyılla beraber aileler kendi düşünsel arka planları doğrultusunda isim tercih etmeye başlıyorlar. Bu sebeple de belli bir zamandan sonra ismi üzerinden milliyetçiyi, solcuyu, İslamcı’yı, ülkücüyü kodlamak mümkün oluyor. Geleneksel dini isimler gerilerken yerini bir tavır, bir duruş, bir güncel pozisyon, bir siyasi kimlik olarak Müslümanlığı, muhafazakarlığı imleyen, o anlam yükü verilen isimler onların yerini alıyor. Sahabe isimleri ya da belli siyasi-kültürel anlam yükleri olan isimler. Yavuz, Fatih gibi isimler de 1970’lerde benzerdi. 

Bu eğilimin de etkisiyle isim havuzu geleneksel isimler aleyhinde genişledi. Buradan çıkacak ana sonuç geleneksel isimlerin sönüşü.

- Advertisment -