Ana SayfaYazarlarAlgı suikastı

Algı suikastı

 

Uçak krizinden aylar sonra Türk-Rus ilişkilerinin normalleşmeye başladığı, Suriye’de iki ülke yararına işbirliklerinin sergilendiği, Rojava’nın geleceğinin masaya yatırıldığı bir sırada, Rus büyükelçisi Andrey Karlov hunharca katledildi.

 

Rusya ve Türkiye, bu tuzağa düşmeyecek kadar geçmişte yeterince acı deneyimler yaşadı. O yüzden suikast dostane ilişkilerin doğasını değiştiremeyecek. Tersine, tarafları tuzaklara karşı daha dikkatli olmaya sevk edecek.

 

Nitekim hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem Devlet Başkanı Putin, suikastın Türk-Rus ilişkilerini bozmaya yönelik bir provokasyon olduğuna dikkat çektiler.

 

Tırların farklı versiyonu mu?

 

Suikastı yapanın Cemaat’le organik ilişkisi var mı? Ben olduğu kanaatindeyim. Suikastte dikkatimi katilin profesyonelce kodladığı mesajlar çekti. Katil gerek jest ve mimikleri gerekse diğer davranışlarıyla koyu bir cihatçı portresini özellikle vurguladı. Beden dili kendisinden bu yönde davranmasının istendiği yönünde bir izlenim bıraktı.

 

Katilin verdiği mesajlar da bir kurgu duygusu uyandırdı. Özellikle El Nusra yeminini ezberden okuması, “Halep’in hesabı sorulacak” vurgusu yapması, ihaleyi hükümete bırakma çabası olarak görülebilir. Suikast MİT tırları operasyonunun farklı bir versiyonu olarak sahnelenmiş görünüyor. 

 

Sırada Öcalan mı var?

 

Cemaat uyuyan hücrelerini uyandırma kararı almış olabilir. Bu karar ileride benzer suikast veya provokasyonlarla karşı karşıya olabileceğimizi bize gösterir. Dikkatli olmakta büyük yarar var.

 

Bir süre önce eski milletvekili Zübeyir Aydar, kendilerine Abdullah Öcalan’a yönelik bir saldırı olabileceğine dair duyum geldiğini açıkladı. Anlaşılan, kafa karışıklığı yaratmak ve/ya bu yöndeki girişimleri hükümete ihale etmek isteyen birileri, PKK-HDP cephesine bazı bilgiler aktarmış. Öcalan, Kürt sorununda hem oyun kurabilmek hem çözüm geliştirebilmek açısından önemli bir aktör. Bu aktörü yok ederek Türkiye’yi içinden çıkılmaz bir girdabın içine çekmek isteyebilirler.

 

Yine, yeni, yeniden o zafiyet

 

Devlet uzun süre dünyanın en sinsi, en zeki, en yaygın istihbarat network’una sahip FETÖ ile uğraştı. Ancak hâlâ FETÖ’nün aklını, yönetme ve yönlendirme zekâsını kapamadı. Normalde, FETÖ’nün uyguladığı senaryo ve pratiklerin devlet aklını da yetkinleştirmesi gerekirdi, ama yetkinleştiremedi.

 

Bunca çaba, bunca mücadele, bunca tecrübeye rağmen devlet refleksi hâlâ daha rasyonellik kazanmış değil. Halep’ten sonra Rusya’ya yönelik aşırı bir hassasiyet oluştuğu, bu hassasiyetin Rus hedeflerine zarar verebileceği, bu yönde önleyici istihbarat çalışmalarına hız verilmesi gerektiği, çok yönlü olarak değerlendirilebilirdi.

 

Suikastı yapan kişi, bir polis. Ankara Çevik Kuvvet’te görevli. Eğer büyükelçiyi korumakla görevli kişiler iyi belirlense ve oluşturulsaydı, görevli olmayan bir polisin büyükelçinin yanına kadar sokulması mümkün olmayabilirdi. Dünyada en fazla güvenlik riskleriyle karşı karşıya kalan bir ülkede, güvenlik bürokrasinin hâlâ güvenlik zafiyetlerini konuşuyor olması gerçekten düşündürücü. Devleti kuşbakışı gören, devleti tepeden tırnağa yeniden reorganize eden bir akla ve stratejiye ihtiyaç var.

 

Kamuoyu ve hassasiyet

 

Halep dünyanın gözleri önünde düşürüldü. Bu durum herkeste büyük bir üzüntü yarattı. Ancak biz kamuoyunu öyle bir yönlendirdik, öyle bir ajite ettik ki, yaratılan psikolojik iklimin kriminal sonuçlara yol açabileceğini, provokasyonlara zemin sunacağını, bazı kötü niyetliler tarafından istismar edileceğini düşünemedik. Saldırıyı bu psikolojik ortam teşvik etti iddiasında değilim. Ama kamuoyunu aşırı hassasiyete sevk etmenin her zaman ciddi riskleri içinde barındırabileceğini artık öğrenmemiz gerekir.

 

Öte yandan, radikal İslâmın da her an için Türkiye’nin ulusal çıkarlarını ve güvenliğini tehlikeye düşürebilecek bir mahiyet kazanabileceğini unutmamak gerekir. AK Parti İslami gelenekten geliyor. Ancak kendisini hiçbir zaman radikal İslam geleneği içinde konumlandırmadı. Tersine, o gelenekle bir hesaplaşma yaşayarak bugünlere geldi. Ancak son dönemde radikal İslamcı görüşlere sahip kişi ya da grupların hükümet üzerinde etkili olmak istediklerine şahit oluyoruz. Özellikle devlete alınacak kişilerin tespiti çok iyi yapılmalı. Zira devlette aşırı fikir ve ideoloji taraftarı, aşırı ajite olmuş kişilere yer verilmesi, çabuk etkilenerek yanlış davranabilme problemi doğurabilir.

 

ABD suikastın neresinde?

 

Amerika bu cinayette arka planda rol üstlenmiş olabilir mi? Bilemiyoruz. Ama Washington, Türkiye ile Rusya arasında dostane ilişkilerin kurulmasında çok stratejik bir rol üstlenmiş, Türk yetkililer nezdinde güven duygusu oluşturmayı başarmış bir ismin tasfiyesinden büyük memnuniyet duyar. Ayrıca, Ortadoğu’da kendisini rahatsız eden işbirliklerinin geliştirilmesinde köprü vazifesi görmüş bir diplomatın tasfiye edilerek vakum yaratılmasını da arzu eder.

 

Ama suikast ABD için turnusol kağıdına dönüşecek. Çünkü saldırganın Cemaat ile bağlantısı ortaya çıkarsa, Amerika’nın Fethullah Gülen’i iade etmek dışında bir seçeneği kalmayacak.

Buna rağmen iade etmezse, o zaman kamuoyunun “cinayeti ABD azmettirdi” tezine inanmaması için ortada bir neden kalmayacak.

 

- Advertisment -