Ana SayfaYazarlarAsıl kaybeden Sarkozy

Asıl kaybeden Sarkozy

Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, eski adıyla Halkçı Hareket için Birlik (UMP/ Union pour un Mouvement Populaire), Amerikan muhalefet partisinden esinlenen yeni adıyla Cumhuriyetçiler ‘in (LR/Les Républicains) Genel Başkanı. LR, Fransa’da Pazar günü ikinci turu yapılan bölgesel seçimlerde metropoliten 13 bölgeden 7’sinde ipi ilk sırada göğüsledi. Bu, LR’in, merkez Sağ’daki Demokrat ve Bağımsızlar Birliği (UDİ/ Union des démocrates et indépendants) ve Bayrou’nun Demokrat Hareketi (MoDem/ Mouvement Démocrate) ile birlikte oluşturduğu listelerin zaferi kuşkusuz. Ama bu bölgelerden ikisinde sandık başarısını, siyasi rakibi Sosyalist Parti’nin (PS) aşırı Sağcı Ulusal Cephe’ye (FN/ Front National) baraj oluşturmak için çekilmesine ve Sol seçmeni LR listelerine destek vermeye çağırmasına borçlu olduğunu da unutmamak gerekir.

 

Geri kalan 6 bölgeden 5’ini, solundaki Avrupa Ekoloji/ Yeşiller (EELV) ve Sol Cephe (Front de Gauche) ile oluşturduğu ortak listelerle kazanan PS’in de bölgesel seçimlerden yüzünün akıyla çıktığı kabul edilmesi gereken bir başka gerçek. Sosyalistler çok az farkla kaybettikleri iki bölgeyi (Île-de-France ve Normandie) de alsalar seçimlerin sayısal galibi de olacaklardı. Ama yaptıkları çok önemli bir şey var:  o da Başbakan Manuel Valls’ın “Cumhuriyetçi Cephe” (Front Républicain) politikasıyla iki bölgede LR/UDİ/MoDem listeleri lehine çekilerek, FN’in iki sembol ismi Genel Başkan Marine ve yeğeni Marion Maréchal Le Pen’in listelerinin kazanmasını engellemek.

 

Bölgesel seçimlerin ilk turunda 6 bölgede birinci parti çıkmasına karşın ikinci turda hiçbir bölgeyi kazanamaması, seçmenin çoğunluğunun FN’i hâlâ Fransız siyasetçilerin yeğlediği ifadeyle “öfkelerini” ortaya koyacakları bir platform olarak gördüklerini gösteriyor. Bazı Fransız gazeteleri (Le Figaro, Le Dauphiné libéré) seçim sonuçlarını Marine Le Pen’e atılan şamar (La Claque) olarak ortaya koyuyor ama FN’in oylarındaki yükselişin de yabana atılmaması gerekiyor. FN bu Pazara kadar en çok oyu 2012 başkanlık seçimlerinde (6 milyon 420 bin) almıştı. Bölgesel seçimlerin ilk turunda 6 milyon 18 bin olan oyunu hiçbir bölgede kazanamadığı ikinci turda bile 6 milyon 820 bine çıkardı. Bu, aşırı sağcılar için tarihi bir rekor anlamına geliyor.

 

Sonuç olarak, bölgesel seçimlerin ikinci turuna katılan üç ayrı listenin de başarı hanelerine yazılacak noktalar var. Bu sonucu, herkesin kazandığı, kimsenin kaybetmediği ya da kimsenin kazanmadığı şeklinde ifade etmek de mümkün. La Voix du Nord, “kazananı olmayan seçim başlığını kullanırken, La Croix “herkes için bozgun” (Défaite pour tous) manşetini yeğliyor. Gazeteye göre kaybedenler, oy rekoru kırdığı halde hiçbir bölgeyi alamayan FN, korktuğu kadar kaybetmeyen ama kazanamayan PS ile seçimi kazandığı halde beklediğini alamayan ve kazanmasını da sol seçmene borçlu olan LR. 

 

Geçen yazımda belirttiğim gibi, bölgesel seçimler 2017’nin bahar aylarında yapılacak olan başkanlık seçimleri için son sınavdı. Bölgesel seçimlerin ikinci turuna kalan bu üç partiden ikisinin başkan adayları, başkanlık seçimlerinin ilk turunda alacakları sonuç bağlamında ikinci turunda da yarışacak. O seçimlerde partiler kadar başkan adayları da önem taşıyor elbette.

 

Sarkozy’nin “ni, ni” stratejisinin iflası

 

LR’in bölgesel seçimlerin ikinci turunda en çok bölgeyi kazanmış olmasına karşın beklediği başarıyı elde edememesinin faturası, Sarkozy’nin kısaca “ni, ni” olarak ifade edilen “ne liste birleştirilmesi, ne Cumhuriyet Cephesi için çekilme” (ni fusion, ni retrait) stratejisine çıkmış durumda.  Bu konuda parti içindeki rahatsızlığa geçen yazımda değinmiştim. Seçim sonuçları belli olduğunda bu stratejiye cephe alanların başında gelen partinin 2 numarası NKM’nin (Nathalie Koscisuko-Morizet) TF1 kanalında söylediklerini konuyla ilgili haber analizimde aktarmıştım. NKM bu konuşmasında PS’in “Cumhuriyetçi Cephe” stratejisi uyarınca listesini geri çektiği bölgelerde “ni, ni” stratejisi uygulamış olması halinde LR’in de seçimi kaybetmiş olacağının altını net biçimde çizmişti.

 

DNA’nın (Dernières Nouvelles d’Alsace) yazarlarından Olivier Picard, kazananı olmayan seçimler olarak tanımladığı bölgesel seçimlerin tek kaybedeninin Nicolas Sarkozy olduğunu vurguluyor. NKM’nin ikinci turdan önce de Sarkozy’nin partiye dayattığı seçim stratejisine başkaldırdığını hatırlatan Picard, bölgesel seçimleri kazanan bazı LR adaylarının da seçim sonuçları belli olduktan sonra Sarkozy ismini zikretmemelerine dikkat çekiyor. Bunlardan biri, PACA (Provence-Alpes-Côte d’Azur) bölgesinde seçim kazanan Sarkozy’nin has adamı Christian Estrosi, diğeri de Île-de-France’da sürpriz yapan Valérie Pécresse. Bayan Pécresse konuşmasında Sarkozy’yi değil hastaneye kaldırılmış olan eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ı anmayı yeğliyor.

 

Picard, “televizyon delisi” olarak nitelediği Sarkozy’nin seçim gecesi amatör bir davranışla tam Marine Le Pen konuşmaya başladığında arkadaşı Martin Bouygues’in kanalı TF1’e çıkmak istediğini ama kanalın önce Le Pen’e, ardından Başbakan Valls’e bağlandığını ve eski Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını banttan yayınladığını aktarıyor.  Sarkozy, ardından Katarlı dostu Nasser al-Kalhaifi’nin takımı PSG’nin Lyon’la yaptığı lig maçını izlemek üzere Parc de Prince’e gidiyor ve ilerleyen saatlere kadar ortalıkta gözükmüyor.  

 

Picard, seçim gecesi LR cephesinden kimsenin zafer çığlıkları atmadığını, başarısızlığın faturasının ise 18 ay sonra Elysée’ye dönmek isteyen tek bir adama kesildiğini vurguluyor. Bölgesel seçimlerin ikinci turunun kişisel kaybedeninin Sarkozy olduğu Picard’a özgü bir fikir değil, genel bir kanaat. Sosyalist Libération’dan Alain Auffray, Nicolas Sarkozy’nin politikaya döndüğü 2014 sonbaharından bu yana partide tartışıldığını ve “insanların artık onun adını bile duymak istemediğini” yazıyor.

 

Seçimlerin ardından Nicolas Sarkozy Le Figaro’ya açıklamış olduğu gibi, partinin siyasi bürosunu toplayacak ve “güçlü bir siyasi proje” oluşturulmasını isteyecek. Auffray’a göre, LR’in ağır topları Alain Juppé, François Fillon ve Bruno Le Maire, bu fikre dudak bükecekler belki ama hiçbiri Sarkozy’yi, gerçekleri görmeye davet etme nezaketsizliğini yapmayacak. Gerçi yapsalar da “bu işe yaramayacak: zira kendi hatalarını kabul etmekten aciz. Ona göre sorun hep başkalarında.”

 

Harris İnteractive’in M6 için seçim gecesi bin kişiyle gerçekleştirdiği bir anket, başkanlık seçimlerine giderken Sarkozy’nin halk nezdindeki desteğini şöyle gösteriyor. Eğer Sarkozy LR’in başkan adayı olursa Marine Le Pen’den daha az (27’ye karşı 21) oy alıyor. Ama buna karşılık LR lideri bir Juppé 27’ye karşı 29 oyla FN’in Genel Başkanı’nı geride bırakıyor.

 

Başkanlık seçimlerinden konuşmak için daha çok erken kuşkusuz. Ama Sarkozy’nin LR’in başkan adayı olmama olasılığı var ve bu da Türkiye için iyi bir haber. Özellikle AB ile müzakerelerde Sarkozy’nin dondurduğu 17. fasıl açılırken. Türkiye için iktidar alternatifi merkez Sağ’ın başında Sarkozy’nin değil Juppé gibi daha ılımlı bir şahsiyetin bulunması, başta AB sürecimiz olmak üzere Fransa ile ilişkiler bakımından çok daha olumlu bir gelişme olur elbette.    

 

- Advertisment -