Şiddet, şiddet…İçeride bombalar patlıyor, sınıra asker sevk ediliyor. İçeride gerilim tırmanıyor. CHP, Merkez Yürütme Kurulu toplandı. Halka “direnme hakkı"nı anlatma kararı aldı. Kılıçdaroğlu'nun konuşması, “ana muhalefet” içinde yükselen tepkiyi gösteriyor. CHP’li milletvekilleri hakkında da iddianameler olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Yenikapı ruhuna ihanet ettiler. Hepimizi alabilirler. Bizler direnişimizi, mücadelemizi sürdüreceğiz. Bir bedel ödemek gerekirse o bedeli ödeyeceğiz. Korkumuz yok, teslim olmayacağız, demokrasi mücadelesine sonuna kadar devam edeceğiz.” diyor. Kılıçdaroğlu'nun sözleri, toplumun bir bölümünün ruh halini, ciddi bir psikolojik durumu yansıtıyor.
HDP ve Cumhuriyet operasyonları
HDP yönetici ve milletvekilleriyle aynı süreç içinde, Cumhuriyet yazar ve yöneticilerinin de tutuklanması, bir dönüm noktası olarak görülüyor. Dışarıda savaş sürüyor. Türkiye bazen doğrudan, bazen dolaylı, savaşın içinden yer almaya devam ediyor. ABD ile, PYD nedeniyle, Irak'la ise Başika yüzünden, ipler geriliyor. Avrupa ile, zaten arzulanan düzeyde olmayan ilişkiler; HDP ve Cumhuriyet tutuklamaları yüzünden, daha da kırılganlaşıyor. Dolar sürekli yükseliyor, borsa düşüyor. İktidar, HDP ve Cumhuriyet operasyonlarını savunuyor. PKK şiddet eylemlerini tırmandırarak bölgedeki tansiyonu daha da yükseltiyor. HDP'yi özellikle hendekler dönemindeki tutumu nedeniyle eleştirdim. PKK'nın kör şiddetiyle aralarına sınır çekememelerinin yaratabileceği sonuçlara dikkat çektim. Bunlara rağmen, HDP'nin, “seçilmiş bir siyasi parti” olarak Mecliste temsilini, sorunun çözümü açısından bir imkan olarak gördüm, hala da öyle görüyorum.