Ana SayfaYazarlarDavutoğlunun çağrısı, yeni bir dönemin başlangıcı olabilir

Davutoğlunun çağrısı, yeni bir dönemin başlangıcı olabilir

 

Başbakan Davutoğlu'nun sözleri beni umutlandırdı:

 

"PKK 2013 Mayıs’ına dönerse Türkiye’de her şey konuşulur."

 

Başbakan'ın, Diyarbakır ziyaretinin ardından, bu meseleye ilişkin değerlendirmesindeki vurguların, yeni bir kapı açmak bakımından, bir başlangıç olabileceğini düşünüyorum.

 

Davutoğlu şunları söylüyor:

 

"Çözüm sürecini biz bitirmedik. Barikat kuranlar, çukur kazanlar, iç savaş çığırtkanlığı yapanlar bitirdi. Onlar şehirleri bu şekilde silahlandırma ya da kamu düzenini neredeyse tümüyle yok etme yönünde çabalara girmemiş olsalardı, spesifik olarak Ceylanpınar’da 2 polisimizi gece yarısı evinde şehit etmemiş olsalardı çözüm süreci bitmezdi. Operasyon başlatma gibi bir derdimiz yoktu."

 

Davutoğlu, PKK'nın 'süreci bozma' amacına ilişkin, şöyle bir değerlendirme yapıyor: "(Diyarbakır'daki 6-7 Ekim 2014 Kobani olayları) 2-3 günlük anarşi hali, özellikle Suriye sınırına yakın bölgelerdeki ilçelerimizi daha kalıcı bir şekilde kontrol edebilecekleri yönünde bir vehme götürdü onları. Suriye’de “kazanım” diye düşündükleri şeyleri, Türkiye’de destabilize etmek için kullanmaya kalktılar."

 

Başbakan'ın çözüm perspektifi şöyle:

 

"Halkın çözüm sürecinden beklediği şey, silahların tümüyle terk edilmesi. Böyle bir şey olursa, 2013 Mayıs’ına dönülürse, o zamanki gibi PKK tüm silahlı unsurları Türkiye dışına çıkarıp ülke içinde tek bir silahlı unsur kalmazsa, her şey konuşulabilir. (…). Silah bırakıldıktan sonra, niye konuşulmasın barışın şartları içinde? O zaman siyasetin kanalı açılır. Silah konuşmaya başlayınca siyaset hissizleşiyor."

 

PKK barış istiyorsa

 

Temmuz 2015'te, Ceylanpınar'da, iki polisin gece evinde uyurken öldürülmesiyle başlayan sürecin, ülkemize bir felaket getireceğini, hepimiz öngörebiliyorduk.

 

Yeni bir çatışma döneminin daha kanlı olacağını, az çok tahmin edebiliyorduk.

 

PKK, "Masayı Tayyip Erdoğan devirdi" dese de; çözüm süreci boyunca silahlı bir şehir ayaklanmasına hazırlandıklarını, bunun için zaman kolladıklarını; şimdi ortaya çıkan tablo içinde, net bir şekilde değerlendirebiliyoruz.

 

Diyelim ki, "Erdoğan savaş istiyor, siz barış istiyorsunuz."

 

O zaman, "Birliklerimizi Türkiye'den çekeceğiz" dediğiniz noktaya geri dönerek, (size göre) "savaş isteyenlerin"  "oyun"unu bozabilmeniz gerekir.

 

Şu soruyu da sormak zorundayız: Neden, HDP'nin en çok oy aldığı şehirlerin birer direniş odağı haline gelmesine, yakılıp yıkılmasına yol açan bir süreci başlattınız?

 

Haydi barış isteyenler

 

Davutoğlu'nun yeni çağrısını önemsemekten yanayım. Çatışmanın sürmesinden, Türkiye'deki hiç kimsenin bir kazancının olmadığı ortada.

 

PKK, "ayaklanma" beklentisiyle başlattığı hendek siyasetinden, ağır yara aldı. Yasal Kürt siyaseti, büyük hasar gördü. Türkiye, oluşan tablo karşısında kanıyor, büyük acı çekiyor.

 

Yüzlerce insanımızı yitirdik. Her geçen gün kayıplar artıyor.

PKK'nın, öncelikle bir ateşkes ilan etmesiyle, yeniden başlanabilir mi? Silahın susmasıyla, yeniden konuşma ortamına geçilebilir mi?

 

Gerçekten barış isteyenler, bir başlangıç noktasının gerektiğini görmeliler. 

 

İlk hendek siyasetleri gündeme geldiğinde; "barış bildirisi" yazan kesimler, PKK'ya 'silahları susturma' çağrısında bulunmuşlardı. Sonra bu çağrılar tek taraflı hükümete yöneldi, PKK görmezden gelindi.

 

Şimdi yeniden harekete geçmenin zamanı. PKK'nın silahları susturması temelinde; yeni bir çözüm sürecine dönüş için, bir yeni döneme girmek; mümkün olabilmeli.

 

Eskisinden ders çıkararak

 

Geçmiş deneyimler ışığında, 'samimi olarak silahları susturmaya kararlı' bir zeminde yeniden konuşabilmenin yollarını aramalıyız.

 

Hükümete düşen, devlete düşen; güven verici adımlar atacağına ilişkin, yeni bir enerji, yeni bir atılım isteği göstermek…

 

"Son terörist temizlenene kadar" söylemi yerine, "Analar ağlamasın" değerlendirmelerine dönülmeli, dönülebilmeli. 

 

'Mayıs 2013' çizgisine, gerçekten dönülebilir mi?

 

Burada ana muhalefet partisi olarak CHP'ye önemli roller düşüyor. "Cumhurbaşkanı izin vermez" diyerek topu taca atmak yerine elini taşın altına koyabilir. Çözümün yeni baştan daha sağlam temeller üzerinde kurulmasına destek verebilir.

 

Abdullah Öcalan, Mart 2013'te "silahlı mücadele dönemi bitti, siyasi mücadele dönemi başladı" dememiş miydi?

 

Yeniden siyasete dönülebilir mi?

 

Eğer PKK'nın barışa niyeti varsa, yapacağı bellidir.

 

Silahları susturmak.

 

Gerisi gelir.    

 

- Advertisment -